Şuûr ve Şâir Şiiri - Tolga Çelik 2

Tolga Çelik 2
6

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Şuûr ve Şâir

Kolay değil, şâir olmak ve Allah'ı anmak,
Zor değil ki, fâni olmak ve nûruna varmak.
Şâir insan, şuûra erip, candan verendir.
Ve o Hakk'ın ilmini 'hak' ile derleyendir!

İçinde o şuûrdan zerre bulundurmayan,
Bana "şiir ehliyim!" demesin, ey inanan!
Rûz-gârda gayr-ı meş'ur ortalıkta dolanır,
Bir nutuk çekmişler ki tüm zihinler bulanır.

"Ben şâirim, ilm ehliyim!" diye avunanlar,
Bin kere bin yalancılar, dolanır bu anlar.
Şâir insan; şiir, şuûr ve ilme hürmetten;
Der ki; ben kul, ben kemiğim, ben ki vârım etten.

Bu yüzden genç insan:

İçinde şuûrdan bir zerre bulundurmayan,
Bana "şiir ehliyim!" demesin, derdim bundan;
Dermânım ki o nûrdan ve Yüce Yaradan'dan.
Şâir insan söyler bunu ciğerden ve candan...

Şâir olanın böyle bunları andığı an,
Şuûr birikir yüreğinde ve duvarda kan.
Kan ki, ne kan ne de dân, vahşetten bir cism ü zan..
Kolay değil şâir olmak ve yakındır Fizân!..

Artık bana düşen görev, şuûrlandırmaktır.
Her şuûra erene hak, Allah'ı anmaktır.
O yüzdendir genç insan, şuûra varmalısın!
Allah'ın nûru ile sen ki nurlanmalısın!

Bir his ve bir hareket, bir infilâktır insan.
Bir de şuûr olursa oldun, sen ey şâir insan.
Hareket, hareket şiir olmakta bereket!
Ve hareket hareket vurma zihinlere ket!

Tolga Çelik 2
Kayıt Tarihi : 21.7.2020 00:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Üstâd Necip Fâzıl poetikasında şâir insan için şunları zikreder: "Arı bal yapar, fakat izâh edemez... Şâir; ilâhî idrâk emânetinin, insanda insanüstü mevhibesini temsîl etmeye memur yaratık... Şâir, ne yaptığının yanı sıra, niçin ve nasıl yaptığının ilmine muhtaç ve üstün marifetinin sırrına müştak bir tılsım ustasıdır." Tolga Çelik de "Şuûr ve Şâir" isimli şiirinde bu konuya temâs eder ve bir ışık tutarak, aydınlatmaya çabalar. Devrimizde "ben şiir yazıyorum!" diyen kalem erbâbı şahsiyet sayısı epey çoktur. Lâkin bunları yazanların kaçı şâir, piyasadaki kaç müsveddelik metin şiirdir..? İşte orası muâllak! Evet edebiyat bir aşktır ve bu aşkın ilmine herkesin muhtaç olması gereklidir ancak sanatın da şahsî ve muhterem olduğu, her işin olduğu gibi bu kıymetli dâvânın da bir alıcısı olduğu âşikârdır. Kâinâtta tesâdüf diye bir kavramın varlığından söz edilemez. Kâinâtta tevâfuk vardır ve her şey birbirine rast/denk gelir ve herkes, bir diğerinin imtihânıdır. İşte bütün mes'ele bu! İdrâk edebilme yetisine sahip mahlûkattan olmak, şâirlik mertebesine erişmeye ne yazık ki yetmiyor... Necip Fâzıl poetikasına göre tüm kâinât, şu şekilde bir tasniflendirmeye mutâbık olmuştur: 1. Melekler 2. Peygamberler 3. Şâirler 4. İnsanlar 5. Hayvanlar 6. Bitkiler 7. Cansızlar Gördüğünüz üzere üstâd Necip Fâzıl şâiri, insandan bir seviye yukarıda görmüştür. Ancak bu demek olmasın ki, herkes makâm ve mevkisinde bâkîdir... Şâirin yapacağı en ufak hatâ, onu cansızlardan bile daha değersizleştirebilir. Şâirin insanüstü bir özelliğe, vasfa sahip olması yönüyle özelleştirilmiştir. Tüm bu anlatılanların bir alıcısı vardır. Tıpkı bu şiirlerin buradan paylaşımının yapıldığı gibi ... Bir işin alıcısı olmak, o işe fedâ edilebilecek çok şeyin olduğunun bir ibâresi, bir sembolüdür. Kıymetli şiirsever ve okur halkımızın güzîde seçkinleri; Gönlünüzü bileğinize yaslayın ve içinizden geçenleri yazın ve yazmaktan korkmayın. Çünkü şiiri siz yazmazsınız. Şiir, kendini size yazdırır. Şâir insanın tıpkı bardakta olduğu gibi bir dolma oranı vardır. Bardak ağzına kadar dolarsa ve siz suyu ilâve etmeye devam ederseniz su, dışarı taşar. Şâir insan da yüreğinin fikrinde yer alanları her biriktirdiğinde dolar ve kâğıda, kaleme taşar, diyor ve sözü size bırakıyorum. Selâmetle... TOLGA ÇELİK | ÂHÂR

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Tolga Çelik 2