Bir kayadan duman duman
On iki metre atlıyan,
Dağ kokusuyla yüklü su.
Boşluğa fırlayınca saç,
Düştüğü yerde üç kulaç
Mavi su, ak köpüklü su.
Şimdi en açık renginde gözlerin
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Devamını Oku
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Sadece şiirde İslam öncesi Anadolu kültürüne ait çeşitli isimlere kavramlara yer verilmiş diye ön yargılı bakılıyor görüldüğü üzere...
Demişsiniz Sevgili Balkarlı...
Bu sözünüzü zerre kadar üzerime alınmadım şahsen..siz bir genelleme yapmış olsanız bile..alınmadım..
...bahsettiğiniz yazıyı önceden biliyorum bir master teziydi sanırım...sadece onun ki değil sütüvenle ilgili kim yazmışsa onun efsanelere olan ilgisini,biçimsel kurgu disiplinini ve ahengini vurgulamıştır...içerik olarak bir değer hükmü pek verilmemiştir.Buna mehmet kaplan dahilidir..
ben bunları söyledim ve söylüyorum..Mehmet beyin söz ettiği şiirden çok manzume konusu da zaten destansı müzikaller için yazdığı metinlere faruk nafizin de kullandığı bir terimdir..manzum hikayelere şiirden çok bazı şiir enstrümanlarından faydalanılarak yazılan metinler demek doğru olur..
kıytırık şiirlere övgü dolu yorumlar yaptığım konusuna gelince,
Yani...bu konuya da samimi bir cevap vermem gerekiyor
amatör duyguyla yazanları soğutmamak düşüncem esas olmakla birlikte illa ki belli sınırlar içinde çekincelerimi belirtmişimdir belki kırıcı olmamaya gayret edilerek yazılmıştır bu çekinceler..Bir inceleme isteğine müsteniden yazmışssam ve düşüncelerimi direkt dile getirdiğimde şiirin arkasındaki siluete ait mizacdan emin değilsem kenarından dolaşmışımdır...çünkü benim bu konuda ne kadar dilimin yandığını da çok az insan bilir..
vaziyet budur ve bundan ibarettir..
saygılarımla...
Mehmet Ağbi şairin çok az sayıda şiirine ulaşmak mümkün.Bir tane şunu buldum mesela.Başka şiiri varsa diye sormuştun ya,
Dağda Gece
Dağ karanlık, dere zindan
Ne nefes var. Ne ses var
Susmanın çınlamasından
Sağır olmakta kulaklar
Gecenin kapkarasında
Mor ışıklar arasında
Halkalar içiçe burgu
Granit yollara girmiş
Ve trenden daha müthiş
Bir hızın çmeberi duygu
Karayel fırça, bulut ağ
Oynuyor korku adamla
Bir değirmen taşıdır dağ
Dönüyor hasta kafamla
Mustafa Seyid Sutüven
Saygılar
Her şiir herkesin kulağını okşayacak herkesin ruhunu sarıp sarmalayacak diye bir şey yok elbet Mehmet Abi haklısınız.Emin olun herkese beğendirme çabası içerisinde de değilim.
Sadece şiirde İslam öncesi Anadolu kültürüne ait çeşitli isimlere kavramlara yer verilmiş diye ön yargılı bakılıyor görüldüğü üzere. Yani mal benim değil ki pazarlayam.Aksine beğendiğim bir şiiri gördüm diğer insanlar beğenmiyor.Ve bunu ilk kez görmüyorum burada ben.Siz de hepimiz de öyleyiz öyle değil mi?
Siz de belirtmişsiniz kıytırık sözünüzün biraz ağır kaçtığını. Yani demem o ki şiiri tükaka etmekten vazgeçmek lazım.Eleştiririz, beğenmeyiz, edebi değeri de yok deriz.Bir izahı olmalı sözümüzün.
Hem fena mı ne güzel bir edebi tartışma ortamı oluştu. İnciğini boncuğunu çıkarttınız bakın şiirin.
Size ve diğer tüm arkadaşlara teşekkür ederim.
Değerli yorumcular ola ki ilgisini çeken olabilir.
Sadettin Yıldız'ın Mustafa Seyid Sutüven şiirinde ahenk unsurları başlıklı uzunca bir makalesi var.Buraya almak kabil değil oldukça uzun.Linki aşağıdadır;
http://turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20EDEBIYATI/sadettin_yildiz_sutuven.pdf
Herkese saygılar
Arkadaşların yorumlarından anladığım kadarıyla, şelalenin ismidir Sütüven, Google de resimleri var. Yunan esatirlerinin şahidi, tarihi kahramanların mekanıdır. Onların hayatını, mekanın tarihini şiir adlandırmış şair, o şiiri anlatmasını istemiş. Güzel bir manzara olmalı ki, şair şelaleye bakarak ilham almış ve bu güzel aruz şiiri alınmış.. aruz şiirlerin kalbidir, kalbin ritmi, ahengi olduğu gibi, aruzun da kalbi var ritmiyle, ahengiyle...
Şaire Allahtan rahmet diliyorum ve saygıyla anıyorum. nur içinde yat, şair...
bir ahu gözlü maralın peşine düşmüşüm
dağlara çeker ardına giderem sesine
silkinirem kalkaram ne olmuş ki düşmüşüm
niye aldıram dünyanın kaymış şirazesine
a
b
a
b
giderem,silkinirem,kalkerem,aldıram ne kadar güzel hoş bir müzik duyuyor insan.
Sadece bir kıtada bunu sağlamış şairin biri...su ile yazılan her şiire de güzel mi diyeceğiz?
Güzellik görecelidir.Milletin yorumuna da rezil,rusva diye yakıştırmalar yapmak da hoşgörüsüzlüğün işaretidir.Her şey karşılıklıdır.Tahammülsüzlük göstermek o şaire ne sağlayacak?
Balkari her zamanki gibi gıçıklık yapıyor.....Çünkü kendisinin iyi eleştirmen olduğunu zannediyor.
Daha siz çizgi çalışmaları yapıyorsunuz.:)
karadenizli imam mimberden sorar..uy cemaat..hep deysuğuz estağfirullah..estağfirullah..haçan ..ha piley musunuz ne demektir bu estağfirullah..
İmam susar ..cemaatte bir sessizlik...imam tekrar devam eder..belliki bilmeysunuz o ne demektir..ben şimdi siz anlatayrum on.
bak nasıl başlıyor bu söz...es..es..
pekiyu..nereden es? tağdan es...tağdan es..pekiyu nasıl es?...füruğ es..füruğ es... haçan.. nereye es Ellaha es allaha es...ha pilduğuz şimdi oni.. estağfirullah ne demektur da...
İnsan bazı yorumları okuyunca burada hakkaten laz hocanın estağfirullah dyorumu akla geliyor.....ve arkasından da La havle vela kuvvete illa billah demek vacip oluyor insanın üstüne...fe süphanallah...
Kâfiye, aliterasyonlar gerekli yerlerde sağlanmamış,ilk okuyuşta tadı-tuzu yok.Gözüme gönlüme hitap etmedi.
Yapılan her yorum kişinin kendisini bağlar....
Osman Nurani ondan daha güzel yazmış.
Sorun yabancısı olmaksa yabancısı olmayınız sayın Osman Nurani.Açınız okuyunuz.Ön yargılı olmayınız.Öğrenmenin yaşı olmaz.
Adam memleketimizin güzide bir köşesi Balıkesir'de(kendi doğup büyüdüğü ve öldüğü yerdir) gürül gürül akan bir şelaleye bakıp ilham almış Anadolu'nun tarihi birikimi ve kültürel mirası ile donatmış nefis bir şiir yazmış.
Bu vesile ile rahmetle anıyorum merhumu.
Bakınız su unsuru şairlerin en önemli ilham kaynağıdır.Suyu gördümü yangınlarını söndürmek için dalarlar.Siz bile suyu alıp hemen dörtlük yazdınız değil mi ama?
Haksızlık bu plastik, rezil rüsyav yakıştırması güzel ağbim.
Şiir hem kafiyeli hem aruz vezniyle yazılmış. Kafiye örgüsü aab vezni Xalide Hanım’ın belirttiği gibi müfteilün mefAilün şeklindedir. Kafiyeleri birbirine yakın ve ses bakımından uygundur.Mısraları teşkil eden sözcükler çeşitli seslerle kafiyeleri takviye etmekte ve zenginleştirmektedir.İşte buyurun;
Bugün- bütün; zaman-kahraman; uyandıran-duygulandıran; örtüden-gösterilemeyn; zaman-Antuan; neden-sen; sen-seven gibi.İçinde r ünsüzü geçen veya sonu r ile biten sözcükler de şiirde aralıklı olarak kulağa çarpıyor.:Şiir,masallar,birer birer, Akhalılar,içtiler,tapar,mor, füsünludur,borçludur,bu yer,Homer, Mısır, asır, içer, keser, kadar v.b.
Ayrıca sözcük başlarındaki t ve d ünsüzleri kuvvetli musiki sağlamaktadır:Duman duman,dağ, tel tel,tapardı, denk, Teselya, Ayrıca on.on bir,on iki,on üç ve on dördüncü üçlüklere dikkat edelim.Mısra başlarında ‘’burda’’ kelimesi yedi kez tekrarlanıyor.Buna benzer pek çok sözcük tekrarı var.Okuyucuda sonuna kadar bıraktırmayan kuvvetli bir ahenk var.
Sözdizimi de bu kuvvetli ahengi destekleyecek biçimde çok güzel ve dikkat çekici.Ne fazla süslü ne de çıplak üslubu musikisine ayrı bir kuvvet vermektedir.
Özellikle hece şairlerimizin şiiri ahenksizlikle eleştirmesi hayretamiz bir önyargıdır. Şiire ilişkin basit, kıytırık, kadavra,rezil rüsvay ifadeleri yersiz ve gerçeklikten yoksun dikkatli okunmadan yapılan temelsiz eleştirilerdir.
Bu şiir ile ilgili 46 tane yorum bulunmakta