En şair yanlarımla susuyorum sana
Öksüz kalmış cümlelerin ardında
Oysa şair susmazdı,
Yazardı sayfalara, kağıtlara, duvarlara
Konuşurdu yürek ağlatacak mısralarla..
Ama sen öyle vefasızca konuştun ki,
Ne söylesem eksik kalırdı
Yetmezdi bu vefasızlıktaki ihaneti anlatmaya….
En çocuk yanlarımla susuyorum sana…
Susadım diye başlayan ağlamalarla..
Oysa su isteyecek kadar konuşabiliyordum
Ama öyle kimsesiz kaldım ki yokluğunda
Bırak su için ağlamayı,
Tuz basmayı seçtim en olmaz yaralara…
En deli yanlarımla susuyorum sana..
Öfke nöbetleri geçirirken
Her şey gözümde kararmışken ve
Hasretin kızgın bir yağ gibi
Başımdan aşağı dökülürken susuyorum sana..
Sen öyle ben olmuşsun ki
Öyle sinmişki kokun her şeyime
Senden kalan neyi yıkıp döksem
Kendime zarar veririm artık
En saçma yanlarımla susuyorum sana…
En savunulacak yanlarımda,
Boğuluyorum sessizliğe…
Her şiirde istanbuldan bahsedilecek değil ya,
Ben ömrümün kışlarını bu şehirde yaşadım,
Üşürken soğuğunda bayburt’un,
Yüreğim yangın yerine döndü,
Urfa’mın kızgın toprakları gibi.
Ve urfa sıcağında ilmek ilmek terlerken,
Yokluğunda Bayburt ayazında üşüdüm sanki.
En masum yanlarımla susuyorum sana…
Çocukluk günlerimin en masum aşklarıyla..
Ve gözyaşlarımı siliyorum,
Burnunu koluna silen çocuk edasıyla..
Sen bir rahmet gibi,
Kimin gönül pınarından akıp,
Hangi bahçeyi sularsın bilmem ama..
Susuyorum sana, su’suyorum.
Terketsede sevinçlerim beni
Ey içimdeki çocuğu öldürenim,
Sana su’suyorum sana…
Kayıt Tarihi : 12.1.2013 02:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!