………………….Gündoğumunun ısrarla geliyorum demesine karşı perdeyi niye sımsıkı kapatıyorsun...Bırak girsin içeriye yeni bir gün yeni umutlar belki yeni bir aşk...Neden kapalı perdeler küsmüsün ışığa aydınlığa anladım sen küsmüşsün bu defa kendine olsun geçer...Her sancı gibi buda geçer biliyorum evet evet biliyorum...Seni dinlemek istiyorum sadece düşün iç sesini duyabiliyorum anlayabiliyorum çünkü sen bensin bende sen içimde yaşıyorsun yeni yaratıldın adını da biliyorum...Arşipel sin seni tanıyorum mis gibi iyot kokuyorsun sen Bodrumsun Bodrum kokuyorsun bir adında Aşk senin sen Aşk kokuyorsun...Bazen içimdeki çığlıklarını duyabiliyorum akıttığın gözyaşının içimde çağladığını oluşturduğun şelalelerden atladığını yok olmak arzusunda olduğunu ve direndiğini hissedebiliyorum...
.............................Hani küçükken öğle vakti evde herkes uyurken kaçar yalıya kaygan taşlar toplardınız...Arkadaşların Meral ve Işık ta seninle taş sektirmesi oynardınız sonra sıkılıp bulduğunuz naylon torbalarının içine evden gizlice aldığınız ekmek parçalarını koyup denizin içine usulca bırakıp küçük kaya parçalarının altına saklanmış yapışkan balık dediğiniz küçük balıkları yakalamak için bırakırdınız ve sessizce beklerdiniz bazen olurdu işte yakalardınızda sizin gibi küçük balıkları... O gün çok mutlu olurdunuz ne güzel balıklardı onlar rengarenk...Ondanda sıkılıp yalıdaki çeşmeden akan yavan suyu deniz suyuyla yıkadığınız caddeyi tekrar yıkamak için yani sizin değiminizle durulamak üzere vita tenekelerinin açılmış ağzına bulduğunuz ağaç dallarını çakıp birde ip bağlardınız...Tenekeleri denize salıp deniz suyuyla tüm caddeyi sular ve çeşme suyuyla durulardınız evet siz çocuktunuz...Büyükler size kızardı sanki deniz onlarındı...
………………...Peki neden sustun anladım...Anneannenin naftalin kokan evimi geldi aklına temiz kadındı naftalin onun en sevdiği ve güvendiği ilaçtı evde güve ve karıncayı sevmezdi her tarafa ekerdi nasıl özlüyorsun şimdi biliyorum...Bazen yazlık sinemaya götürür ve bilet almazlardı nedenini de biliyorum rahmetli dayın orda çalışırmış akşamları...Erken kaybetmişsiniz sen annenin karnında daha üç aylıkken sağır ve dilsizmiş çok severlermiş dayını...O yüzden bilet parası almazlardı anneannenden...Sustummm...
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Kişinin kendi kendini sorgulaması ondaki sağduyuyu ve güzelliği gösterir.
Zevkle okudum.
Bende sustummm..Çünkü MÜKEMMEL.
Tam puanımla sizi yürekten kutluyorum.
Selam ve Saygılar.- Berkay Kur.
*** SUSTUMM***
Kim var geçmiş yaşamını özlemeyen? Kim var sil yeni baştan başa dönmeyi istemeyen.. İnsan sevgi ve anılar.. Bizler insanız.. insan anılarıyla yaşar.. Geçmişi gördük, bildik, tanıyoruz.. ya gelecek için hiç bir bilgimiz yok.. rastlantısal yaşam bizleri bilmediğimiz bir geleceğe sürükleyip götürüyor. Yaşamın zorunlu doğal yasasıdır bu.. Ne olaydı da bizler hep küçük çocuklar olarak kalabilseydik.. saf.... temiz... günahsız.... ve mutlu.
Severek okuduğum bir anılar yumağı sevginin harcıyla yoğrulup anıt gibi dikilmiş önüme.. Her tümcede başarılı dilimizin dilsel düzelliğini yaşamak olası. Bu duyguyu tatmak, dilsel başarının ne olduğunu bilmek gerekir.. Başarınızı içtenlikle kutluyorum.. tam puan.
Anlamlı yazmışsın hatrı sayılır anılar
ve paylaşılan mutluluklar mazideki
bir sürü anımsanan günler insana
hoşluk verir hörmet ve taktirlerimle
ablacığım
Kaleminize sağlık.
tEBRİKLER.
Sevgili şairimiz belli ki çok farklı vede karmaşık duygularıyla perdelerini hiç açmadan karşılamış bu pazar gününü...
Deniz suyu temizlermi kirliği paklanmayacak sokakları caddeleri...
Temizlese bile güvertelerden şöyle bir geçmiş dahi olsa bir tek damlası karşı gelmez mi buna....
Anneanneler ya da anneler, babalar yani bizden öncekiler yaşamın sinemasını seyrederken yeterince bedel ödediklerinden belki yazlık sinemada dayı bahanesi ile para ödemiyorlardı . üsteli o perdede oynayanlar da hayat kadar gerçek değildi ....
kalemine sağlık Figen Şençamlar...
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta