Yatağına ulaşmak için ormanın dingin sessizliği ile sevişip ıslak duygular yaşaması kaçınılmaz olan derenin sevdalısı olduğu çam ağaçlarının içinde,varoluşunun anlam ve nedenini arayıp bulmaya çalışan bir filozofun, filozofik kaygı, şüphe ve
heyecan karışımı duygularla sanki hep eksik olduğuna, hep tamlanması-tamamlanması gereken ve bunun için dışsal bir faktörün olması gerektiğine inandığım şeyi/kişiyi bulma,
onunla kucaklaşma ve böylece tüm /tek eksikliğimi giderebileceğim sevinciyle moda sahilinde yürüyordum...
Ayak topuklarına kadar uzun ama kırmızı bir elbiseyle yanımda belirivermişti. Etkileyiciydi! çekiciydi! baştan çıkarıcıydı! çok hoştu...! Olabildiğince uzak ve olabildiğince yakındı! içimdeydi! bendeydi! benden özgeydi! ...ne güzeldi...!
Tutsak edilmiş bir insanın tutsaklaşmış diliyle,ses tonuyla ve cesareti kırılmışlığın utangaç bakışıyla ona bakıp kısık-tutsak bir ses tonuyla kimsin diye sorduğumda bana, modalıyım cevabını vermişti.Verdiği cevabın sorumla orantısızlığının yüz hatlarımda oluşturduğu şaşkınlığı fark etmiş olacak ki; ne istediğini bilen, kendinden emin, kesin ve keskin bir inançla evet moda lıyım ve seninle burada kucaklaşacaz demişti.
Hoş, ürkek, tuhaf... ben de tanımlayamadığım bir duygu yaratmıştı. ona kanım kaynamıştı...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta