Sustukların (sustu) Büyür İçimde- III

Mustafa Küçük 2
24

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Sustukların (sustu) Büyür İçimde- III

Varlığınla hayat bulan yanımı anlamadın. Bilmedin, düşler yumağımın tek öznesi olduğunu. Ne çok bilmediğin vardı. Ne çok bilinmezdin… Dilimden sana akıp giden sözcüklerimi suskunluk modunda dinledin.

Sustun hep…

Söylemek istediğin sözler dilinin ucunda sanma ki fark etmiyorum. Hani biraz tutmayıp bıraksan kendini hepsini vuracaksın. Zor duruyorsun. Ya da doğru kelimeleri arıyorsun hâlâ. Yok, boşuna arama. Sevginin arkasında bıraktığın her hece kaybolmuş. Derin bir kuyuda onlar şimdi; ulaşılmaz, karanlık, dipsiz. Bırak orda kalsınlar. Onlar çirkin. Dokunsan; elini, dilini yakarlar. Canını acıtırlar, benim gibi.

Bir masaldı yaşadıklarım. Bir varmışla başlayan bir yokmuşla son bulan.

Nasıl bir özlemekti bu sevgiyi boşlukta, sevdayı bilinmezlikte arayan. Nasıl bir masaldı... Yalnızca ikimize gerçek…

Seni tanıdığımdan beri hiçbir zaman yolumu / yüzümü senden başka bir adrese çevirmedim. Adından başka hiçbir cümleye yataklık etmedim ben

Biliyorum bu sürgünlükte günleri saysam da, özlemek her gün acılarımı kanatsa da ben seni sevdim. Yüreğinin içinde büyüyen bir çocuk gibi gözlerinde gülümsedim hayata. Ben seni gözlerinde biriktirdiğin düşlerle sevdim. Gel gör şimdi unutmak üzereyim. Pek sevimli değil bu… Bir insanı unutmak? Anlamı olmalıydı oysa geride kalanların... Biz şimdi onca zamanı unutmak için mi yaşadık? ! Geriye birkaç şey kalmalıydı hatırlanmaya değer... Akla geldiğinde insanın içini titreten, anlatıldığında dinleyen kişiyi düşündüren, en azından bir sigara yaktıracak kadar burukluk veren bazı anılar kalmalıydı geriye.... Demek ki biz unutmak zorunda kaldığımız tüm zamanları biraz boşa harcamışız. Şu an benim aklıma gelen zamanların çoğu zorlama... Belki ilerde bir anlamı olur ümidiyle, adettendir diye yaşanmış, klişeleşmiş şeyler...

Galiba zamanı geldi de geçiyor. Eğer yapacak bir şey kalmadıysa en doğrusu bu, unutmak!

Şimdi önümde yeni bir sensizlik var. İçinde, beni neyin beklediğini bilmediğim yirmi dört saatlerim... Sonra o da geçecek... İşte böyle kovalayacak birbirini yarınlar. Derken unutacağım seni, unuttuğumun farkında bile olmadan. Doğrusu da bu zaten, aksi halde hatırlamış olur insan. 'onu unuttum' demek bile hatırlamaktır. Bu cümleyi aklıma getirmeyecek derecede unutmalıyım seni. İzin kalmamalı... Başkasını ararken yanlışlıkla senin numaranı çevirmemeliyim, kendimle dalga geçeceksem; bu başka bir şey için olmalı... Sana dair hiçbir fikir kırıntısı kalmamalı beynimde. Zaman aşımına uğramalı tüm tasalar. Hiç sevilmemiş, hiç yaşanmamış gibi yabancılaşmalısın. Tesadüfen bir yerde adın geçtiğinde, irkilmemeliyim. Hakkında sorulan her soru cevapsız kalmalı. Çok seven insan aynı ölçüde unutmalı...
Seni hatırlanmamak üzere silmeliyim. Ardında bıraktıklarından öğrenmem gereken çok şey var daha. Eğer gerçekten dendiği gibi ayrılıklar-acılar insanı adam ediyorsa; ben kızmamalıyım gidenlere. Ben senin ve senin gibiler sayesinde bir gün adam olacağım. Ama şimdi değil. Çünkü dersini çıkarmam gereken çok ayrılığım var benim. 'Adam olmak adına, nice ayrılıklara...' Bak gördün mü böyle dalga geçmeli insan kendisiyle. Yanlışlıkla o numarayı tuşladığında değil...

Şu durumda bile gülümseyebiliyorsam, epey yol kat etmişim demektir seni unutma yolunda. Acaba diyorum bu yazıyı yazmasa mıydım? Neden dersen canım acımıyor ki? Yani yazıya başladığımdan beri birtek sigara dahi yakmadım. Evet, çok az kalmış seni unutmama... Bunu hissediyorum... Yazmasam da olurdu ama ölmek üzere olan yokluğuna can çekiştirmek hoşuma gidiyor! Amatör bir şairin intikamı olsa gerek bu...

Göreceksin; seni hiç bir şey olmamış gibi... Seni, yüzüme o tatlı gerginliği alıp da masana hiç yaklaşmamış gibi... Adını hiç duymamış, ellerinden hiç tutmamış gibi... Hiçbir anı, hiçbir geceyi, hiçbir mutluluğu ve hiçbir acıyı yaşamamış gibi unutacağım... Sonra bu yazının karşısına geçip, yine hiçbir şey olmamış gibi okuyacağım senden kalan kırıntıları...

Üzgünüm, yapacak hiçbir şey yok artık.. Belki de unutmak; adam olmaya çalışan insanların tek silahı.
Susuyorsam, hiç konuşmuyorsam ve söylediklerine boş gözle bakıyorsam; üzülme…
iyiyim ben..
Göz uçlarıma takılıyorsa hayallerim, ruhum derin bir çöküntü yaşıyorsa bile geçer
Meraklanma sen...
Geceleri uyuyamıyorsam, her yıldız kor gibi düşüyorsa eteklerime; endişelenme…
Zamanı gelir uyurum ben
İçime akan öfkeyle saldırıyorsam sağa sola, kırıp döküyorsam içindekileri geçer…
Sakinleşirim ben
Yeni bir başlangıç yapayım derken, bir yanım kederden azalıyorsa ve görmek acı veriyorsa sana; acele etme sakın…
bütünlenirim ben.!
Aynı şeyleri konuşup, farklı anlamlar çıkarıyorsak ve o anlamlarla kararıyorsak; üzülme…
aynı dili öğrenirim ben.!
Gecenin ayazını sen sanıyorsam ve yüzüme çarptıkça derin kesikler oluşuyorsa; vazgeçme…
biraz daha uğraşırsan parçalanırım ben.!
Sen öyle tepkisiz, sen öyle hareketsiz bekle… Mükemmel bir egoyla yaşa ve düşünme…
çırpınır çabalar hallederim ben.!
Ben gülümsemeye çalışırken, kırılan yanlarımızı onarırken; sen öylece geç karşıma ve sus…
Tepkisiz kal yine…
Kendi vicdanını rahatlatmak için yalanlar söyle kendine… Olgunlukla karşıla yaşananları…
Gül geç içindeki acıya…bilirim vurdumduymaz tavırların gücüyle iyileşirsin sen.!

Sen benimsin” demeseydin de “Ben sana aidim” deseydin..Başka ellerde olsan da varlığını hissedebilirdim belki…
Söylemedin…
“Senin için her zorlukla savaşırım” değil de; “Senden gelen hiçbir şey zorluk değil” deseydin;
İnanırdım yüreğinin sadece bana ait olduğuna…
Söylemedin…
“Sen olmadan yaşayamam” değil de “Sensizlik diye bir şey yok; Sen var olmasan da benimlesin” deseydin; İnanırdım sevginin sonsuzluğuna…
Söylemedin…
“Sen benim rüyamsın” değil de “Gerçekleşen rüyamsın” deseydin; Uzağında da olsam yaşatırdım bu gerçeği sende…
Söylemedin…
“Sen benim eş ruhumsun” değil de; “Sen aslında Bensin” deseydin; Yokluğunda da devam ettirirdim sen olmayı…
Söylemedin…
“Seni Seviyorum” değil de “Seni hep seveceğim”deseydin yalan da olsa sevgin inanırdım bana bir gün döneceğine…
Söylemedin…

“Seni çok özlüyorum” değil de “Seni özlemek bile güzel” deseydin; ayrı da olsak inanırdım beni her an yüreğinde yaşattığına… Söylemedin…

Sen benim için çok özelsin” demeseydin de; “Özel olan her şey sende saklı” deseydin;
Kendimi şimdi böyle basit hissetmezdim…
Söylemedin…

Bitti demeseydin de “Aslında seni hiç sevmemişim.” deseydin; en azından iyi birisini yaşatırdım yüreğimde…

Vedalaşabilecek kadar yürekli olsaydın aklıma geldikçe gülümseyebileceğim hoş bir anı
Güzel bir tat olarak kalırdın bende… Yapamadın…

Aylardır konuşmuyor hep susuyorsun.
Hep kaybetmek üstüne, susmalarımızın içinde bile yenilgiler var

Sensiz geçirdiğim senli günleri… Uçuk mavileri rafa kaldırdım. Karakalem’de bloğumun adını değiştirdim, bunalım resmini kaldırıp gülümseyen fotomu yerleştirdim. Asla ve asla senden bahsetmeyeceğim ne yazdıklarımda ne de yorumlarımda.

Oysa ben bunları yazmak için başlamamıştım sana.

Sen hep sustun.

Ve şimdi bende de

Sustukların – sustu – içimde…

Mustafa Küçük 2
Kayıt Tarihi : 21.5.2009 14:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Güler Ataş
    Güler Ataş

    İyi ki biri susmuş siz konuşmuşsunuz..güzel de konuşmuşsunuz..

    Cevap Yaz
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Başarılarınızın devamını diliyorum

    Cevap Yaz
  • Figen Özen Şençamlar
    Figen Özen Şençamlar

    ' Z ' nin sustukları kendisiyle kalsın artık...Sen onun sustuklarını SUS artık...Büyük sevgine konuşamayıp ta susanı sen de SUS artık...


    Adam, Yüreğine Sağlık

    Sevgilerimle

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    Şairin yazdığı nesirler de şiir tadında oluyor. Kutlarım...

    Cevap Yaz
  • Lagoon Lagoon
    Lagoon Lagoon

    Çok güzel bir deneme.Şiir tadında. Bir dörtlüğümde yazdığım gibi 'Gözler vardır konulur zehir gibi/Sözler vardır susar bıçak gibi/Bilmem ki nasıl girdin dünyama/Uzaklarda bir şiirsin düş gibi' hiç bilmeden başlar ve öyle devam eder suskunluklar. Neyse ki şairler var...Böyle güzellikler yazılara dökülüveriyor. Paylaşımınız için teşekkürler.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Mustafa Küçük 2