Kırık dökük, toparlan
Sözlerim var asılı ,senden kalan
Gitmek bu kaçıncı katliam
Gözlerim var biraz , senden artan
Çat ayaz adımların, bir iki
Kim bu mabedin firavunu
Gökte zamansızlık hangi noktada?
Elindeyse yıldız yıldız hecele!
Hüküm yazılıyken kara tahtada
İnsan yine çare arar ecele!
Gençlik... Gelip geçti... bir günlük süstü;
Devamını Oku
Elindeyse yıldız yıldız hecele!
Hüküm yazılıyken kara tahtada
İnsan yine çare arar ecele!
Gençlik... Gelip geçti... bir günlük süstü;
Sonsuz aşk mı?... Öyle bir şey yok Feriha hanım. Sonsuz aşk sadece masallarda romanlarda olur. Sözler asılı kalmışsa...Susulan yalanlar varsa senden, benden.Gitmeler varsa katliam gibi ' Kim bu avazın sahibi ' diye sormaya ne hacet...
Kutluyorum değerli yürek sesinizi ve sizi. Nicelerine...Sevgimle...
Melankoli, buhran,çilecilik, trajedi,dram..
Kişi içinin aynası olarak şiiri gördügünde kendi aksi onu biraz depresif yapıyor sanırım.
Tarihe malolmuş bütün büyük eserler bu içsel çekişme ve çatışmadan beslenmiştir.Gülümsemelere bile saklanan o müstehzi ve ironik acı vardır daima
Şiirdeki med ve cezirler beni bu duygulara itti.
Saygılarımla.
Şiirime yazdığınız yorum müthiş bir deneme niteliğinde Hikmet Hocam..sağolun,varolun.
DİZELERİN GÜMBÜRTÜSÜ YÜREKTE YANKILANIR!..
Katliama uğramış, kırılıp dökülmüş sözler. Geldiği gibi askıda.
Her gidiş bir katliam.
Gözlerde kalan, senin nazarından arta kalan…
Zaten şiir kendini anlatıyor. Şiirin kendisi duyguların çırpınışı, hezeyanı.
Çok güzel imgeler ve tasvirler.
Duygular, içinde boğulduğu sevdanın ve hasretin azameti…
Niye katledilir bu hayat?
Niye bakışlardan uzak kalır, sevda şehrinin gölgeye dönen güneşli yanı?
“Sıcak sözlerin esintisinde huzuru yaşamak varken, dondurulmuş ve kancalara takılmış yürekler kadar cansızlaşan, bedenler kadar buzlaşan donukluk neden!” dercesine yankılanan avazlar…
Kaçış?
Algı kaçışı!..
Gören göz, seven gönül işi değil; kaçmak, donmak ve dondurmak.
Ayaza çeken adımların hareketsizliği aşk değil, algı değil…
Firavunlaşmak, gönül ateşine o/dûn olmak değil.
Sevmek, hoyratlaşan dalgalarda oynaşmak değil.
Ey sesim!
Hani, nerede aksin?
Gönül nidaları, yürek feryatları hangi dağa ulaşmaz?
Hangi tepe, sesine ses olmaz?
Seslenmek yerine suskunluk neye çare olmuş?
Avaz, kuş cıvıltılarına dost…
Feryat, su çağıltılarına emsal…
Hasret, yağmur damlalarına eş…
Leyla yaralı, meçhulde kayıp Mecnun…
Bir, iki, üç nokta…
Olur mu yalnızlık?
Üç noktada bitmez zaman…
Aşk üç nokta, bitmez inan…
*
Değerli Feriha Hanım,
İnsan bir şeylere adapte olamazsa, o şey her ne ise, onunla ilgili güzellikleri ortaya çıkaramaz.
“Emek olmadan yemek olmaz” denildiği üzere, düşünmeden ve hissetmeden yazmak olmaz.
Bunun için de zamanın ve şartların uygun olması çok önemli.
Gönlümüzden kalemimize dökülenler ancak bu kadar oldu.
Hoş göresiniz efendim.
Hikmet Çiftçi
05 Ocak 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
ne güzel bir yorum bu böyle hocam:))
'Sonsuz olanı' bulmak için, bir 'S' kıyıma uğramalı, aykırı seslerden kurtulmalı önce... 'Onu onsuz' sevmeyi de becerebildiğinde gelir aşk...
Söz uçar, eylem kalır... Bağrına basamadığın yıllar, boşunadır.. İsimsizdir... Yani yan yana bir dizi noktadan ibarettir...
Olsa olsa 'avazın çıktığı kadar susmak' denir ona...
Günler sonra 'şiir okuduğumu değdi..' Kutlarım Feriha Hanım..
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta