Devrim türkülerinin dağlarda gezindiği,
Mermilerin duvarlarda yuvalanıp
İnsanlarla saklambaç oynadıkları
Günlerdi
Kimi canlar yitirilmiş
Kimileri sorgusuzca
Dört duvar arasında
Hayallerinde büyütüyordu
Çocuk yaşta bıraktıklarını...
Analar yorgun yüreklerinin
Dudaklarıyla okudukları
İsimleri
Duaları
Gözyaşlarını nakış edip bezlere
Kurumuş dallara bağlıyordu...
Kaç metre bağlandı bilinmez
Kaç koç elçi oldu umutlara
Kanı akıtılarak,
Kanlı parmak izini
Alnımıza vurarak bekledik
Yüreklere gelecek haberi...
Zamana yenik düşen
Parafinle cilalanmış kayalarda,
Cuma akşamlarını eriyerek aydınlatan
Ya Bınbarek *
Ya hak diyerek
Kaç mum yakıldı?
Yine bilinmez
Böyle bilinmezlikler de
Hep bilinenler arandı
Umutsuz kaygılı bekleyişlerle,
Kara kara yazmalar bağlandı alınlara
Her açılan kapıya bir açılıp bir daralarak
Yorgun düşen gözbebekleriyle
Baka kalmak...
Suskun küskün yarınlara
Boynunu büküp dizlerine yaslayan
Ağıtlarla yüreğini konuşturan
Anaların haykırışında
Yürekler acıyla bilinmiş bıçak sırtında
Susmuştu zaman...
Susmuştu yakarılan tanrılar...
Ağlıyordu
Analar...
Analar...
Analar...
* Bınbarek: Zazaca tanrıya sesleniş
Can Özcan ÖzkanKayıt Tarihi : 19.9.2004 23:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Susmuştu yakarılan tanrılar...
Ağlıyordu
Analar...
Analar...
Analar...
Tebrikler...
Çok akıcı ve düşündürücü bir şiir
TÜM YORUMLAR (6)