ben mesleğe
On iki Eylül karanlığının ardından
yavaştan
şafak sökmeye başladığı yıllarda
Kore dağlarında tabakanın
mahpus damlarında özgürlüğün kaldığı
meri kekliğimle
yüreğimizi yakan türkülerinle başladım
mecburi hizmetin köy görünümlü ilçesinde
dağların arkasında
bağlamana yakışan
tok sesin yankılanırdı Ahmet Kaya
yüreğimin kılcallarında
acılarla tutunurduk gurbete
toplumsal duyarlılığınla
duygu yoğunluğunla
ülkenin en büyük aşı kampanyası coşkusuyla
çocuk felçli sekellerinin
kızamıktan ölen çocukların coğrafyasında
yüksek tepelere çıkıp
burnumun direğinin sızladığını
idam mahkumu Nevzat Çelik’in
annesinin saçlarına düşen yıldıza seslenişi
Şafak türküsüyle
gözlerimin çağladığını hatırlarım
yolsuz, susuz
yoksul ilçenin yollarında
Can Yücel’den Hasan Hüseyin’e
Enver Gökçe’den Ahmet Arif’e
Atilla İlhan ustaya varana
uçurtmanın tellere takıldığını
çocukluğunun çalındığını
penceresiz kaldığını anlatan
Yorgun demokratla
şu dağlarda kar olsaydım diyen
bir tarafta Nalan
ve ah ulan Rıza ile büyüleyen
kah gençliğini arıyordun
kah başın beladaydı
saz çalmaktan suçlu Bahtiyarın
çiçekler içinde geçişini yazdın
tanık oldun,yaktın içimizi
belini kırdığın sözlerle Yusuf Hayaloğlu
ciğerin tutulmasaydı keşke
çağın vebasına
yüreğin hiç kanamasaydı
şiirlerinle duygulanıp
sohbetinden yorulsaydık
yutkunup duraksasaydık
karşılıklı ağlaşsaydık haykırarak
bu ülke aydınının
kaderini yaşamasaydınız son düzlükte
ve susmasaydı sazınız, sözünüz
Kasım 2015
Necdet UçanKayıt Tarihi : 24.2.2016 10:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Uçan](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/02/24/susmasaydi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!