Uyumamak tan yorgunum.
Uyanamamaktan,
Gerçek bu kadar acı olmazdı hani?
Uzakların kokusu bu kadar yakına gelmezdi?
Duymaktan yorgunum.
Duyamamaktan.
Sesler bu kadar yüksek mi olmalı sence?
Hepsi gitti diye bağırsalar bile.
Odanın en köşesindeyim,
Gelmeyin üstüme duvarlar,
İlerleyecek yerim kalmadı,
Kalbimi sıkmaktan.
Bakmaktan,
Resimler… Yalan merasimler.
Soğuk dudaklardan.
Sıcak çıkan sözcükler.
Bulutların üstünde bir yerim vardı.
Bir de ucunu bıçak açmış bir kalemim
Tahta bebeklerim vardı, uçan meleklerim.
ve düşlerimi koyduğum karalı bir defter.
Oyuncaklarım eridi,
Bebeklerim öfkemden korktu,
Melekler de gideli çok oldu.
Elimde bir tek bu umut kaldı.
Toz leblebi mutluluklarım vardı.
Elma şekerinde dönen bir dünya.
Büyüdüğümde gördüğüm savaşlardı.
Bir de yarısı yenmiş bir elma.
Kolye gibi günahlar astınız boynuma.
Işıl ışıl günahlar, yakıştı da bana.
Kahkaha dediniz hıçkırıklarıma
Bir kere bile bakmadınız gözlerime.
Susmaktan yoruldum.
Çığlıklarla susmaktan
Dünya çok büyüktü hani.
Neden bu kadar küçük,
bu pencereden?
Kayıt Tarihi : 6.7.2006 23:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!