Susmak,
göğün derin yarığıdır,
bulutun içindeki gürültüyü gizleyen.
Bazen taşın dili,
bazen ırmağın tutamadığı gözyaşıdır.
Susmak,
yanık bir türkü gibi
dudakta yarım kalır,
ama yürek, dağ gibi haykırır içinden.
Bilir misin?
Zulüm zamanında susmak,
tokat gibi inen bir sessizliktir.
Sevda zamanında susmak,
gözlerin yangınında konuşmaktır.
Susmak,
koca bir meydanın ortasında
ellerin zincirli,
ama yüreğin ayakta kalmasıdır.
Ve bazen de
insan,
bir gülün önünde susar,
çünkü söz
o güzelliği yaralamaktan korkar.
Kayıt Tarihi : 1.9.2025 00:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Susmak, yalnızca konuşmamak değildir. Susmak, kimi zaman acıya, öfkeye, direnişe, sevdaya dair binlerce kelimenin gölgesinde duran gizli bir dildir. Susmak, Bazen korunaklı bir limandır: İnsan, söze dökemediğini susarak saklar. Susmak, bazen direniştir: Zulmün karşısında sözünün değerini düşürmemek için susar. Susmak, bazen çığlıktır: O kadar çok şey söyler ki kelimeler yetmez, susmak daha gürültülüdür. Susmak, bazen sevdadır: Göz göze gelindiğinde söz gerekmez; suskunluk, kalbin dili olur. Susmak, bazen yorgunluktur: Dünyanın ağırlığını taşıyan insan, susarak dinlenir. Susmak bozkırda esen rüzgârın dili gibidir; görünmez ama hissedilir. Susmak, geceyi örten karanlık kadar derin, sabaha yol açan sessizlik kadar umutludur. Susmak bazen sözden daha gürültülü, bazen hayattan daha sessizdir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!