Susma dayê!
Sen Susarsan Amed surlarında oynayamaz çocuklar
Küser kırlangıçlar
Dicle Susar
Fırat Susar
Bak Dayê
Deniz darağacında
Yusuf, Hüseyin, yağlı urganda
Bir kartal gibi kanatlarını açamadan
Tekmeledi hepsi sehpasını
Türkü söylercesine bağırdılar
Halkların kardeşliği'ni
Metin'i dövdüler dayê
Taş duvarlar çatladı hırsından
Sen niye susarsın hâlâ?
Küçücük bedeninde Uğur'un On üç kurşun.
Oy hawar! Enes kanlar içinde.
Ax yadê! Rozerin hâlâ üç yaşında
Babası sarmış kollarıyla
İçine gizleyecek gibi
Cansız bedeninden habersiz...
Agit’ler
Mahir’ler
Sinan’lar
Hayri’ler...
Kemal'ler...
Onlar ki susmayasın diye
zılgıtlarınla yeşersin diye
''O Bérîtan sevdalar”a Canlarını verdiler.
Ezgili sesiyle Ahmet Kaya: 'Ne Diyarbakır anladı beni ne de sen
Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen.' diyordu
oysa hem Diyarbekir anlar seni, hem de ben
işte bunun için seviyorum ikinizi birden...
Başkaldıran nergis gibi dâye
Savaşa inat
Mor menekşeler gibi gülsün
dilin barışa dönsün
dökülsün ezgilerle Dudaklarından
Ne Munzur sussun
ne de Zap
Le dayê bak gözlerim Heval Erdal'ın gözleri
Yarınları muştuluyor.
Susmaaaaaa!
Susma Dayê Sen Susarsan,
Dicle susar...
Fırat su/sar...
Sen susarsan Özgürlük susar
Bengül Yağıbasan
Bengül Yağıbasan 2Kayıt Tarihi : 13.5.2022 11:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
Beğenmenize sevindim
TÜM YORUMLAR (2)