Bu gece, ne düşünürsün bilmem ama yazdıklarımı sakın okuma bu saatlerde, artık sana ait her şeyi tükettim, sadece karanlık var göz diplerimde, bir de şaşkınlık var yaşama dair, kendime ait, sahipsiz düşler baskınlığı var yüreğimin bir yerlerinde yalnızlıkla dostlukta ve sen sevgili, yaşamın kutlu olsun ben ne diyeyim ki, iki şehir ve iki yürek ayrı ayrı gökyüzüne bakmakta...
Bitimsiz sayıda kelimelerle ve de cümlelerle yazdığın aslında dar zamanlarında yaşadığın sahipsizlik veya teklikle yaşadığın boşluk…
Sayısız düşlerin kurulduğu kendi kendini duramayasıya sorguladığın ve her sorgulama cümlesi o anlardan itibaren cevapsız kalarak seni yalnızlığın dibine doğru ittirir…
Çeşitli cevapların ve bahanelerin vardır seni kalabalıklaştıran ama her cevaplanma ve ardına taşan cümle dizileri senin tarifine göre, yalnızlığı anlatır ki o da çaresizliğe dönüşür sonunda…
Hayatımdan gidenlerle, kalanlar arasındaki bağdır asıl olan sevgi ve sevgili sözcükleri…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman