Ölü kuşların sessizliği doluşuyor içime…
Gök kızarıyor, yapraklar yeni filizleri ile dallarında uzuyor…
Bir yanda vedasız gidişler, bir yanda hoş geldin mutluluk diyemediğimiz zaman kırıklığı…
Uzayan yıllara yığılmış acılar ve özlemin rengi dönüşmüş belirsizliğe…
Sadece öksüzleşmiş bir bekleyiş ve kırık bir mevsim zamanı bu ayazların tükendiği, gecelerin parladığı yaz ile bahar karışımı özlenen zaman…
Durmayasıya yalnızlaşıyoruz, söz geçiremiyoruz artık duygularımıza, küskün zamanların içinde boğuluyoruz adınla yazılan adımız vardı yüreğime kazınan, nefesler hep dokunur geçerdi her seferinde adlarımıza, biz kırık akşamüstlerinde hep ağlardık birbirimize…
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman