Geriye birleştirilmiş bir yaşam ve içimdeki ona ait kalabalıklığının yükü, bunaltıyor insanı, ağır geliyor omuzlarıma, yaşam direncim düşüyor ve hayata bakışım köreliyor, akla gelen bir cümle var ki soru halinde nerede olursan ol kış ayazında o soruyu hatırlamak pek de kolay olmazdı “o hep üşürdü, şimdilerde üşümüyordur sanırım derken,” geçmişi kapatma çabalarımın sonuna yaklaştım sanırım…
Güzel günleri yaşama umudu ile feda ettiğimiz yıllarla ölçülen zamanların değerlerini kaybetmiş olmak, tüm acıma duygularını yok ediyordu…
Belki de en zayıf tarafımızdı adına yapışan sesini duymak hissi yüreğimizin en çaresiz yapısıydı ve bunun içinde sonradan gelen kendine acıma duygularının yokluğu idi…
Şimdilerde fark ettiğim en zayıf tarafım, onun sesinin beynimdeki yerinin onca yıla rağmen, kaybolmamış oluşuydu…
Hâlâ çoğu zaman bir kitabın cümlesini okurken onun sesinin okuyuşuma eşlik edişi, artık kitap okumalarımın yarattığı bir korku oluşturuyordu…
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam