Ağlıyor musun, diyor içimdeki ses hırpanicesine, yine ağlıyor musun diyor?
Sabahı zor ettiğin geceleri yine mi, yaşamak isteyip çenelerini iki avucunu içine alıp, ayak topuklarınla sokakların zift kaplamış zemini yine tepikleyecek misin diyor…
Durgunlaşıp, duruluyorum, ardıma bakıp, bana hırpani diyen sesin sahibini arıyorum…
Sadece oysa sadece bir düş görmeydi oturduğum yerde başım avuçlarıma düşmüş, otel odasının loş havasında…
Kendi kendime ürpererek aniden, “asla” diye haykırdım, odanın portakal esansı yayılmış loşluğundan…
Kaçıncı günün gecesi bu ara sıra odadan çıkıp, bir şeyler atıştırıp, yeniden dönüp kitaplardan birinin satırları arasında kayboluyorum…
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Devamını Oku
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta