Belki benimdir, geçmişten gelen terlikler, dünya küçüktür seyyaha bakarsan, o gezer, o görür, o okur yazılmayanları, belki de hiç okuyan olamadı yazanları kim bilir ömrü ve gözleri yetmedi uzaklara bakmaya, zaman geldi sallandı kapı gıcırtıları ile zaman geldi bir cam kırığı toprağa battı, belki de bir gün bir terliksiz ayağa batacak, işte o zaman da sorulacak bu camı kim attı buraya diye, ardından Güneş yarım ışığını tepecek odaya kırık camları sekerek, ardından geçmiş çıkacak pat diye ansızın nerde bunların gözleri derken ve hak eden olacak yalnızlığı ile yalnızlık sonrası titremeleri, bir gün sahipsiz düşler karışacak anılarla yaşama, ve kimliği belirsizler çıkacak halay ederken geçmişten bu güne ve ardından küçük kız soracak bu güne değin nerelerde nefes aldınız diye cevap sadece okunamayan mezar taşlarında vardı oysa, geçmişe söz geçiremeyen...
Bir kapı, yamacında çengeli tutmaz bir dolap, bir yaşam, bir umut, yarınsızlık engel bir düşünce, uzaklar baş edilmez ağırlık ve gecenin sonu, tan uzaktan baka kalmış, içimde bir burukluk, bir yazgı ancak geçmişten gelen okuması gariplik, oysa yaşam yaşanmışlıklarla dolu ve sadece umut kapının önüne örtüsünü sermiş, ister uyu üzerinde ister bas geç sonsuzun ilk adımına, oysa yarın umutların çöktüğü sabahın tan beklentisinde, oysa yarın özlem yüklü dağlar bayıra serilmiş bir yarın avuçların ucunda sanki...
Sana doğru yürüyorum, bendeki her şey sana gidiyor, yaşam gidiyor, her şey gidiyor, ben de kalan tek şey düşler, düşler ötesi sen varlığını tetikleyen her anı, her düş karesi benle sana doğru gidiyor, belki de yaşam ve yaşama dahil çok şey senden yana ve benden sana doğru giden…
Zorluyorum yaşamı, zorlanıyorum yaşamda, kaç zamanın boşluğu bu olan, kaç düşünce öksüzü bu yaşamın son hali, birkaç cümle, birkaçı renk olmuş düşüncedeki sen varlığı ile…
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Ne yaptın böyle üstat?
Yeminle, birazcık aklım ve kalbim olsaydı, kalbim durmuş, aklım da sabaha kahvaltıda, peynir ekmek niyetine yani...
Pes diyorum, bir insan, bu kadar hükmedebilir mi kaleme...
"Bitemeyen zamanların sahibi ve sen" ne güzelsiniz...
Her daim;
Sevgim, saygım ve fiddareyn saadetler duamla...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta