Suskunluk vardır –
İnsanın içinde fırtınalar esse de,
Kayalara çarpıp parçalanan dalgalar gibi
Sicim sicim yağan yağmurun çatıları çekiçleyip
Şimşeklerin gökkubbeyi delmesi gibi . .
Suskunluk vardır –
İçin paramparça olsa da
Feryatlarının duyulmayacağını anladığından
Umutsuzluk ile üstüne çöken suskunluk. . .
Masumların seslerini duyuramayınca
Yaşamdan, umuttan, yarından koptuğu an
Hayata küsüp de gözlerdeki ferin sönmesinden doğan
Kalbindeki haykırışlarını kimsenin duymadığını
Duysa da umursamayıp üstüne seni suçladığını
Gösterip çaresizliği ile kahreden suskunluk. . .
Ne söylesem boş, ne yapsam çıkmaz diye
Yaşlarının bile gözlerini bulamayıp kalbine aktığı
Gördüğün, duyduğun haksızlıklar karşısında
Elini dilini kalemini durduran suskunluk. . .
Suskunluk vardır –
Hayatın cenderesinden geçip posası kalan
Ruhu, geleceği, umutları elinden alınan
Yaşama bağlayacak hiç bir şeyi kalmayan
Bir ömür boyu dünkü rüyalarla avunanların
Suskunluğu. . .
Suskunluk vardır, sükuttan uzak. . .
Zira sükut içi kanayanlara uzak bir hülya
Bu gün içebilirlerse bu dünyadan göçmeden
Bir kez daha gönül huzuru ile, kana kana
Tadabilirlerse sükutu huzur ile bir gün bile
Ne mutlu, cenneti tatmış olurlar bu zalim dünyada.
Montréal, 2020
Füsun Atalay
Kayıt Tarihi : 2.8.2021 18:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!