Şimdi içimde delice bir hasret yası,
Geceyi yakıyor yüreğimin vaveylası....
Başımı düşürdüm yere,
kuşandığım suskunluk müebbet!
İçimde deli bir umuda yolculuk
Konuşsam sesim kurşunlanacak
dilim hasret'e hasret içime müebbet
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
acıyı ve aşkı hissetiriyorsunuz nar kızılı saçların yaktığı yürek yaraların kabuk bağlamasına izin vermiyor kanattıkçada böylesi müebbet susuşlarda kalem dile geliyor..çaresizlik ne kötü....
ruh'tan sevgilerle...
Acilarla yogrulmus,dertler, kederler, ozlemler,hasretler sel olup akmis satirlara.Bilmiyorumki ne demeli?Kaleminiz daim olsun ama boyle huzunler dolu olmasin insallah.Yurekten kutluyorum degerli dost.
ben de benden hüzünlüsü,karamsarı yoktur derdim...
benim kadar olmasada bana yakın hüzünlüsünüz şiirlerde.....
NE KADAR DEĞERLİ ÇALIŞMALAR EN DERİN HÜRMETLERİMLE KUTLUYORUM.
Neyleyim umutlarımı prangalıyor felek
Seher vaktidir! Düşlerim yine dar ağacında...
O bakışların neden düşüyor yere bir ağıt gibi
Duruşun gönül ocağında pişen kahır tadında
İçim kinlenir umutlarını tükenlere hey küçüğüm..
dizelerinizi çok yerinde ve anlamlı buldum...
şiirinizdeki içtenliği,
yumuşak ve hoş temayı, aydınlık yüzü, beğeni ile karşılsadım...tebrik ederim.
Sevgiler, saygılar..
Ağlıyor ıssız odamın duvarında hayalin,
Yeşermez ki hicran ağacının dalları
Boynu bükük saatlerimin hicran güftesi
Acı olup döküldün titrek dudaklarımdan
Gönlümün sahrasında kum fırtınası...
Hiç bir tebessümün teselli edemediği küçüğüm
Ne zaman tükenecek gece yarısı ürpertilerin
Dualarını gergefleyip as artık yüreğine
Sessiz bir gölge gibi düşüver acılarımın üstüne
Ben yedi dağın ıklimine benzerim aldırma
Sen cam kırıklarıyla hükmet yüreğime
Ben alışkınım nasıl olsa seher ölümlerine...
Duygularınızı ve kaleminizi kutlar saygılar sunarım.
Ağlıyor ıssız odamın duvarında hayalin,
Yeşermez ki hicran ağacının dalları
Boynu bükük saatlerimin hicran güftesi
Acı olup döküldün titrek dudaklarımdan
Gönlümün sahrasında kum fırtınası...
Hiç bir tebessümün teselli edemediği küçüğüm
Ne zaman tükenecek gece yarısı ürpertilerin
Dualarını gergefleyip as artık yüreğine
Sessiz bir gölge gibi düşüver acılarımın üstüne
Ben yedi dağın ıklimine benzerim aldırma
Sen cam kırıklarıyla hükmet yüreğime
Ben alışkınım nasıl olsa seher ölümlerine...
Etkili ve anlamlı mesajlar içeren şiirinizi beğenerek okudum,ustaca yazılmış,
Yüreğiniz huzurlu,kaleminiz nurlu olsun,tebrik ve takdir ederim,Ali Başol Hocam,
Saygılarımla,tam puan,liste, Enver Bilgiç
suskunluk bazen iyi bazen kötü..herşeye rağmen kuşlar gibi cıvıldamak ...işte o tam bana göre :)))
akıcı ve güzel dizeler şair yürekte ne güzel harmanlanmış kutlarım
akıcı ve güzel dizeler şair yürekte ne güzel harmanlanmış kutlarım
Bu şiir ile ilgili 31 tane yorum bulunmakta