Suskunluğum Müebbet Şiiri - Ali Başol

Şimdi içimde delice bir hasret yası,
Geceyi yakıyor yüreğimin vaveylası....
Başımı düşürdüm yere,
kuşandığım suskunluk müebbet!
İçimde deli bir umuda yolculuk
Konuşsam sesim kurşunlanacak
dilim hasret'e hasret içime müebbet
Kulağımda bir ses çağlar ötesi muştu
Şimdi nasıl bakarım aynalara?
dağılırmı bu sensizliğin efkarı küçüğüm.....

Yokluğuna dokunuyorum biçala
Kızıl saçlarında şekillendi hasret
Bir çaresizlik giyindim ki sorma
Büründüm usulca gecenin hırkasına
Odam sanki yine cinnet hücresi,
Bir kibrit çalsalar tutuşacağım......
Kan sıçradı gecenin bağrına gözlerimden
Ne olur öyle mahsun bakma küçüğüm
Bir bahar dalı düşer gibi hasret ağacından
Eğme başını öksüz çocuklarca
Yolla huma kuşuyla; Ben çekerim acılarını....

Melul bakışların hangi acının yankısı
Ki; Asırlık suskunluklara mahkum...
İşte bak gece yanıyor usul usul
Kanıyor gölgelerim duvarlarda
İçimde delibire hasret yası var dünlerden
Tükenmedi hayatın kurduğu pusular
Reva mıydı bunca acılara müebbet olmak?
O melül gözler ki burgu burgu aklımı deldi
Nar kızılı saçlarında tutuştu deli yüreğim
Yüzün avuçlarıma ben ellerine müebbet
Şimdi kim sarar bu kanayan yaralarımı küçüğüm? ? ? ?

Gülmeyi unutmuş viran şehrin harabesi gibi yüzün...
Kaç sırtlan kirletmiş se gözlerinin suyunu?
Uykusuzluğun gözlerine müebbet.
Bir gün sığınır gibi bir ağaç gölgesine,
Kızıl saçlarının kokusuna bansam yüreğimi
Neyleyim umutlarımı prangalıyor felek
Seher vaktidir! Düşlerim yine dar ağacında...
O bakışların neden düşüyor yere bir ağıt gibi
Duruşun gönül ocağında pişen kahır tadında
İçim kinlenir umutlarını tükenlere hey küçüğüm..

Bakma öyle yetim çocuk sessizliğinde
Nice ahlar düğümleniyor esmer yüzünde
Gördüm bir turna sesinde ağlıyor mazi
Bir diken gibi batıyor acıların yüreğine..
Yankılanır gibi sanki bir bülbül sesi
Mor tebessümler sıvadın yaralı yüreğime
Gel tutun gönlümün pervazlarına bir serçe gibi
Ah be küçüğüm dilim çaresizliğe müebbet
İşte seher! eğdi dağlar başını usulca yere
Sıvandı göz yaşları suskun camıma
Bir intihar duygusu çekiyor benbi habire
Dünlerde kalma kanlı duvar diplerine..

Ağlıyor ıssız odamın duvarında hayalin,
Yeşermez ki hicran ağacının dalları
Boynu bükük saatlerimin hicran güftesi
Acı olup döküldün titrek dudaklarımdan
Gönlümün sahrasında kum fırtınası...
Hiç bir tebessümün teselli edemediği küçüğüm
Ne zaman tükenecek gece yarısı ürpertilerin
Dualarını gergefleyip as artık yüreğine
Sessiz bir gölge gibi düşüver acılarımın üstüne
Ben yedi dağın ıklimine benzerim aldırma
Sen cam kırıklarıyla hükmet yüreğime
Ben alışkınım nasıl olsa seher ölümlerine...

Ali Başol/D.poyraz/Solingen -Almanya...