Suskun bir yaz gecesi,
Ne anlatsam duyulmayacak bir hikâye burukluğunda,
Konusu olmayan bir yağmur gibi yağması olası…
Çok şaşırırsınız belki duysanız,
Anlamlandırmak çok güç olacak kurak topraklarınızda olanları,
Bunun için ne benim cesaretim,
Ne de sizin hoşgörünüz var.
Dolunay tabak gibi asılıyken gökyüzünün siyaha yakın mavisinde,
Bir kuş sesi duyulur gür ormanların ötesinde,
Arka fonda basit bir yalnızlık çalar külüstür radyodan,
Ve ben kahvemi içerim ufka karşı.
Bunu isimlendirmek için iki kurnaz tilki kuyruklarını takip etmeli,
Vardıkları her nokta hayrete düşürürcesine ilginç,
Yangının içinde kor gibi yanardı,
Yapılacak hiç bir şey yok.
Suskun bir yaz gecesini,
Ağzımdan ok gibi fırlayan o iki ucu yasak keskin itiraflar,
Önünde ne varsa aldırmadan yarıyordu.
Fışkırırcasına damlayan iki damla gözyaşı süzüldü yeşil çalıların üstüne,
Ve işte orada yaşlanacak yasağı delen gizli âşıklar.
Kayıt Tarihi : 9.2.2015 19:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!