Durma, anlat ne varsa içinde,
Dicle anlar seni.
Dicle sağır değildir.
Sana, gökyüzüne bakar.
Çünkü lâldır, konuşamaz; Ancak gülümser ve derin bir bakışla karşılık verir.
Saklama içindeki hevesi, Allah'ın aşkına söyle, çekinme. Bil ki o da senin gibidir.
Onun da sevdiği vardır; o da yol gözlemektedir.
Belki de türküler ve destanlar yazmaktadır senin gibi..
Senin gibi niceleri geldi geçti, dertlerini Dicle'ye döküp içlerini açtılar, sonra gittiler. Ama Dicle hep sustu.
Neden mi?
Çünkü onun da sevdiği vardı, pek de uzak değildi.
Lakin şaşkındı, yangınlıydı; töresi vardı, korkuları vardı. Senin gibi gözlerinde yaş hiç dinmedi; ama Dicle, yıllardır gülmedi.
Bu Mezopotamya çocuklarının kaderidir sana gelip dert yanmaları, saatlerce oturup ağlamaları.
Sende göster güzelliğini, yap ablalığını.
Gürledi, hırçınlaştı, ama lâldır, dili tutulmuş, susmuştur.
Haydi söyle söyleyeceğini, mehtap duymasın; kıskanır sonra, yıldızlara çatıp onları yere düşürür, yerle göğü birbirine katar.
Sakın fırsat verme, zira bu kıskançlık bir zelzeleye dönüşür, yerle gök birbirine karışır.
Hepimizi satar.
Bu gece vedalaş Dicle’yle. Yoluna koyul, git sabah olmadan.
Memoçilo
Mehmet Ali DemirelKayıt Tarihi : 28.12.2024 14:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!