Suskun Çığlıklar Şiiri - Basri Erdoğan

Basri Erdoğan
72

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Suskun Çığlıklar

Herkes bir yolda yürürken neşeyle,
Ben neden hep gölgelerdeyim böyle?
Yüreğimde bir sızı, dinmeyen bir hüzün,
Sanki zaman bir nehir, ben sürüklenen üzün.

Nefesim daralır, boğulur içim,
Adım unutulmuş, yarım kalmış biçim.
Dökülen her gözyaşı bir şiire yazılsın,
Bir yarısı sen, bir yarısı bensin; anlaşılsın.

Ve şimdi, bir fısıltı gibi, sessiz ve derin,
Yankılanır içimde kayıp gidenlerin.
Hadi, ne söyleyeyim? Hangi söz teselli?
Gönüller yorgun düşmüş, bitkin ve kederli.

Yağmurlar dinmiş, toprak şimdi ıssız,
Çiçekler solmuş, renkleri de sessiz.
Dualar suskun, öfkeler anlamsız.
Ve ben, yalnızlığımın yüküyle eğilirken,
Boynum bükük, zamanın içinde hapsolmuşken...

Anlatayım mı, ister misin derinden?
Sert rüzgarlar eserken kalbimin şehrinden,
Bakışlarına nasıl yerleşir acı?
Yollar uzun, yalnız yangınların cam kırıkları...

Ve gözyaşlarıyla arınan martıların taşıdığı hasret,
Çırpınan suskunlukların üzerinde bir titret.
Ve bak, martılar da susuyor.
Bitmiş her umudun başladığı bakışlarında bir uyuyor.

Ama sonra, sessizliğin yırtıldığı bir an gelir,
Ufukta beliren bir ışık, içime serilir.
Küllerin arasından yeşeren bir filiz gibi,
Umudun şarkısı yükselir derinden, kalbi ısıtır gibi.

Ve anlarım ki, her düşüş bir yeniden doğuştur aslında.
En karanlık gecenin ardında mutlaka bir sabah vardır.
Martılar yeniden çığlık atar, gökyüzü aydınlanır,
Ve ben, bütün acılarımla yeniden başlarım.

Basri Erdoğan
Kayıt Tarihi : 5.5.2025 21:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!