Kağnıların öküz,
Öküzlerin ot beklediği Doğu'da
Sen bilir misin ıstırabın ne demek olduğunu?
Rüzgarın ıslık ıslık estiği
Göz gözü görmeyen fırtınalarda,
Sen bilir misin ekmeğin can,
Suyun insanların can damarı olduğunu?
Sekiz kişinin bir gecede zehirlenip,
Gün doğumunda musallaya dizildiği Doğu bu.
Türküler perde perde,
Ağıt ağıt dudaklarda.
Acı türküler, kara türküler,
Ya ölüm üzerine söylenmiş, ya da hasret...
Soğuk kış geceleri gibi insnın bağrını delen.
Burası Doğu,
Karın tel tel tellenip,
Bacılarımızın rüyası, bembeyaz gelinlikler gibi,
Çiçek çiçek çiçeklendiği Doğu.
Ne bademler çiçek açar Karayazı'da,
Ne dallarda al al, sapsarı sallanır kayısı
Kırlar yeşerip,
Kırmızı beyaz yaban laleleri açtığında dağlarda,
Sarıverir, dolayıverir
Kucak açar insanları bahara.
Ne zaman güneş içini ısıtır,
Anlar ki yaz gelmiştir,
İliklerine kadar ıslanırsa yağmurda.
Kayıt Tarihi : 24.11.2009 23:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!