Sus, kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aydım yarı gecede
Yeşil bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil.
En uzak, o adsız ve kimselersiz,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
aslında Ahmed Arif olmayı ne kadar isterdin di mi hasan abi:))
pes yaaa..yazıklar olsun..tuuuuhhhhh!
Korkma
Pusma
Susma
bu üç kelime yeter adam olana,Celalim celallenmiş çoşmuş haksızlığa hırsızlığa münafıklığa karşı çığ olmuş.Kimseler kalmasın altında Çığ ın.Bir sesten bir nefesten çığ düşer aman dikkat.Sessizlik sükunet lazım bu havalarda.Vesselam.
Yaw Naci kardeş bağışla klevyenin azizliği olsa gerek, bir de ihtiyarlığıma verin. Siz söyledikten sonra fark ettim yanlışı. Yoksa siler, yeniden düzeltip, yazardım. Ahmed Arif hakkında görüşüm: güçlü bir şair.
Ahmed Arif hapishaneye düştüğü günlerde, şair Enver Gökçe ile dostluk kurar ve Ahmed Arif hpishaneden çıkarken, şair Enver'in şiir defterini de alır ve Ahmed Arif kendi adıyla bu şiirleri yayınladığı rivayet olunur. Ne derece doğru orasını bilemem. Böyle bir şey varsa, büyüklüğüne, büyük bir leke düşer. Vs.vs.
Hakemliğe gelince: ben daima doğrunun yanında oldum; inançları beni ırgalamaz. İnsan olmaları benim için yeterli.
Herkese kucak dolusu sevgiler.
sayın Korken,haklısınız,acele ve sürekli küçük harfle yazma alışkanlığımdan..bakın siz hala nelerle uğraşıyorsunuz sayın Korken.küçük harfle mi yazdın büyükle mi?
Ben size desem ki ben Allah'ın adını kalbime büyük harflerle yazdım ne diyeceksiniz?
kendinizle veya başkasıyla konuşarak alakalı alakasız her şiirin altında din iman taraması yapıyorsunuz.bu sizin Allah'ı ne kadar sevdiğinizi mi gösteriyor veya başkalarından daha çok mu sevdiğinizi gösteriyor..
size gelince Hasan abi;şairin ne hikmetse adını yanlış yazmışsınız umarım sizin ki de aceledendir..
ben sizden Ahmed Arif'in şiiri ve kendisi hakkında bir çift lakırdı etmenizi isterdim..
siz boks ringinin hakemi değil Türkiye'nin şairisiniz madem..
size kavga ayırma yetkisi verdi de biz mi bilmiyoruz yoksa..
Nurani arkadaşımızın genel tavrı,lisanı itibariyle henüz çok ham olduğu, buralarda bolca görünürse insanların onun şair olduğuna inanacağı noktasında.bu arkadaşımızın gönül gözü kapalı şimdilik.bel ki açılır..
bu arkadaşımız kendisini Hasan abisi,Kanra amcasına beğendirmek heder ediyor bence.özü iyi bir insana benziyor..
şiir konuşacaksak ogünün şiiri ve şairi çerçevesinde kalarak onu konuşuruz..aksi taktirde kim ne isterse,nasıl konuşmak isterse hangi çerçevede konuşmak isterse onu da layıkıyla konuşurum..
herkese iyi akşamlar..
Sevgili Naci,
Aşağıya aldım sayın Nurani'nin yormu gerçekten kayda değer. Ahmed Arifif'in şiirinden ben de Osman kardeşimin anladıklarını anladım ve Değerli şaire buradan saygılarımı sunar, Allahtan rahmet dilerim.
Herkesi seviyorum; çünkü ben bir hümanistim.
Sayın Celal Çığ,
Ben .ıçımdan konuşmuyorum, siz de lütfen söylediklerimi. .ıçınızdan anlamayın. Ben kimsenin yağcısı da değilim, şakşakçısı da; dikkat ederseniz söylediklerime. insan sevgisinin dışına çıkan, Kainatın en değerli varlığı olan insanlara yaptığınız hakaretleri eleştirdim ve kınadım. Hümanizmin anlamını bilmiyorsanız, sözlüklere bakınız, o zaman ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Belki aşağı aldığım bu şiirim size benim hakkımda gereken bilgiyi verir.
Ben İnsanım
yürüdüm dağlara bir hışımla,
dağlar heybetimden korktu
önümde eğildi, mahçup bir şekilde
özür diledi
ırmaklar akıntısını kesti
yol verdi
üzgün olduğu belliydi
mahcubiyetinden
gök,
indiremedi yıldızları yere
benden özür diledi
ağladı aciziyetinden
ağaçlar boynunu büktü
ağladı sesizce
gece utancından karardı
beni görünce
benden özür diledi
ay kuyuya ışığını yansıttı
selam verdi Yusuf'a
kuyu,
Yusuf'tan özür diledi
bulutlar, güneşi kapattı
güneş,
özür diledi insanlardan...
Hasan Buldu
Sayın Arap Naci, Allah kelimesi büyük harfle yazılır.Çünki özel bir isimdir.Edebiyat öyle ahkam kesmeyle olmuyor demek ki?
Bu şiirim için de ,ne büyük yorum hatası yaptığınızdan da belli oluyor ,Çünki kendi nefsime hitap ettiğimi göremiyecek kadar da şartlanmışsınız.
şimdi bu malın her tarafı dinle dolmuş olsa ne olur,Ahmed Arifi sevse ne olur sevmese ne olur,şiirden anlasa ne olur anlamasa ne olur..
adamın birtek altı var...
buyrun işte mal bu..mal ortada
kimin imanıyla gidip gitmediğne karar veren noterimisiniz siz allahın?
Bu şiir ile ilgili 42 tane yorum bulunmakta