Kaç kere yandı bu şehir senin yokluğunda
Gecelerin hüzün kokan demlerinde biraz serkeş, kimi zaman kalleş
Hani gün sonu ufkun kızıla boyandığı demlerde susardık ya
Kime susardık, neye susardık ya da neden susardık
Gecelerin karasının ne getireceği belirsizliği miydi bizi susturan
Yoksa biz miydik susmayı tercihen kullanan, bilmiyorum sevgili
Bildiğim, bu şehir yanıyor her gece senin yokluğunda
Kanıyor yüreği, mavisinde kayboluyor gölün derin sularında
Hatıraların mevsim göçüne maruz kaldığı bir serinlikteyiz şimdi
Serini vermişken bu hatıraların, serinliğinde mi avunmak bize düşen
Yasaklıyız bu şehirde, yangın yeri artık sokaklar
Geceler hatıralarımıza yorgan oldu, örtüyor üstünü korkularımızın
Kaç kere yandı bu şehir suskunluğumuzdan, bilmiyorum
İyisi mi sen de bilme
Boş ver bu şehri, heybende terleyen hatıralara nefes aldır
Onları bazen meze yap yalnızken içtiğin şaraba
O zaman belki bilirsin hatıraların, boynu bükük kalmış anıların
Yanacak şehri de, korkulacak geleceği ve yarını da yoktur
En iyisi susalım biz, susarken sevmiştim ben seni
Susmak insanı büyütür,
Susmak yasaklı şehirde sevmeyi öğretir…
04.10.2012
Sami ÇiftçiKayıt Tarihi : 21.2.2013 03:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!