Sen, iltica zamanlar gibisin yüreğimde
Dipsiz uçurumlar umarsız gözlerinde
İnatçı tipilerden üşüyen kor teninde
Özgür kaçışların nuru var bedeninde
Hangi sevincin güllerini diktin toprağa
Hangi ışıkta kaybettin yönünü, söyle!
Titrek ellerinde haylaz ve derin çizgiler
Bir çocuğun gülüşünü saklarken usunda
Çıngırak dilli bakışlara tutunur umudun
Lal bir düşünüşsün sürgün mevsimlerde
Acılarla tükenen ömrün mü üzüldüğün!
Aşkın ilençlerini mi taşıyorsun sensizliğe!
Kanamak bir şarkıda, içten içe ağlamak gibi
Yürümek mor dağlara, yalınayak, türkülerle
Gülümsemek çocukların yırtık entarilerine
Avuçlarımızı açmak aşk bakışlı mevsimlere
Hangi sarılış dindirir utangaç soyunuşlarını
Hangi aşk kanatır umudun kadehini sevgiyle!
Ver gönlünü, zaferler yorumsuz kalsın âlemde
Sabrın irini dökülsün, gökler diz çöksün önünde
Seni sevmek kutsal bir sanrı olsun şu yüreğimde
Sesinin polenlerini serpeyim aşkla asi denizlere
Turnalar sevimizi götürsünler tüm sevgisizlere
Susarak okşa tenimi, yıldızlar ışısın evrenimde
Kayıt Tarihi : 12.3.2012 11:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Saygılar
TÜM YORUMLAR (9)