Susamıyorum doktor, susturamıyorum yalnızlığımı. Etrafımda binlerce insan acı çekmemi bekliyor, oturmuş hepsi beni konuşuyor. İçimde ki mezarlıkta hortlayanlar oluyor gecenin bu vaktinde. Beynim, patlatılmaya hazır bir mayın gibi, kim üstüne basarsa bassın imha edeceğim oracıkta. Sonra kimselere göstermeden onu da gömeceğim çiçeklerimin yanına. Çiçek dediysem aldanma, süslü bir bahçem yok. Kurumuş otlardan oluşan içimde ki mezarların çiçekleri. Kimseler görmemeli, duymamalı. Kanlı ellerimi gözyaşımla yıkayacağım ve alev topuna dönen sobamın içine daldırıp kurutacağım. Sonrasını sorma doktor, bağıra bağıra güleceğim insanlara, camdan kafamı çıkarıp ağzıma geleni söyleyeceğim onlara. Gözlerimi görmelerine izin vermeyeceğim tabiki de, anlamayacaklar elimde tutuğum intihar dilekçemi. Herkes uykusuna çekilecek ve ben tekrar kuracağım o masayı. Mum falanda yakacağız ama beklentilerimizin karanlığında oturacağız hiçkimsesizliğimle. Kadehler tokuşturup kahkahalar atacağız. Çektiğim acılara güleceğiz, dalga geçeceğiz benle. Herkes uyuyacak lakin kimse görmeyecek bu lüks hayatımı. Herkes ölmüş olacak o saate ben ayakta olacağım. Anlıyormusun doktor, bütün insanlığı katledeceğim düşüncelerimde. Beni benden ayıranlara küfürler yağdıracağım, hepsinin üstünü eriyen mumun damlalarıyla kapatacağınm. İyice sarhoş olup duvarlara sarılacağım ve üstlerine birer sevgi notu yazacağım. Nedeni basit doktor, beni ben bile terketmişken onlar yerinde durdular ve inanırmısın kıpırdamadılar bile. İşte böyle doktor, çok mutlu olacağım. Kimse hissedemeyecek yok olduğumu, bende umursamayacağım boynumda ki kir ile yavaş yavaş yaşamak zorunda kaldığımı...
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta