Gidiyorum ve sen kolların göğsünde dolanmış izliyorsun adımlarımı. Rüzgar kokumdan geride kalan izleri katıyor kendine. Sana tek bir soluğa yetecek kadar bile bırakmıyor benden.
Göğsümdeki çatlaklardan sızıyorsun. Yüreğim akıyor terkettiğim şehrin çiçeklerine. Kanla katran bulaşıyor ellerime, yüzüme.
Derlerdi; "Aşk, kan gibidir. İçidir insanın, yaşam verir."
Sen sevgili, içim-dışım, tekrar tekrar yaşamak için ölüp yeniden doğacağımdın. Her güne yeni bir hayat verse Yaradan, aynı aşka yeniden düşerdim şüphesiz.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim