Gözlerin küçük bir kız çocuğunun, şehir vurgunu yemiş insanlara bakışının izlerini taşımakta. Failleri aramakta tükenmiş zamanların, bütün suçlarını kabullenebilecek kadar suskun haykırışların. Hüzünleri küfesine doldurmuş ağır bir hamal işçisi, dudaklarında besteler yazılmış, gölgende cinayet tezgahları…
Söylesene hangi şehir sana ağır geldi. Bağrına düşen recm izleri bana ait değil, öptüğüm dudaklarının kenarlarını, kurulmayı bekleyen cümleler doldurmuş. Ama hala susmaktasın. Sus konuşma duymak istemiyorum!
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta