Bana sevdanın ne demek olduğunu öğretme
Rezil etme can çeken duygularımı
Oysa çoktan götürdü ayrılığın kanatları
Aşkımız sandığım şeyi
Bir deli düşüncenin kasırgasında
Savrulup durdu yüreğim ordan oraya
İnsafsızca
Sus diyorum
Ne olur, sus, konuşma
Bak...
Şiir kokulu ceplerim de kalmadı artık
Bez bebeklerim kaybolurken sokaklarda
Usulca sokuluyorum kışın koynuna
Gözyaşlarım pınarlarında donuyor
Hıçkırıklarım boğazımda
Dilimde kekremsi bir tad
Adını koyamadığım
Yarısı ölüm
Diğeri ayrılık olan...
Sus, konuşma artık
Kirletme dizelerimin
Gelinlik giymiş dörtlüklerini
Ve indirme kelimelerimin hecelerine
İçinin zehrini
Kaybolmuşluğun insafsız öznelerinde
Arattırma bana adının ilk harflerini
Vazgeçmelerin girdabında dönüp duran
Yüreğimin katlini izlettirme
Gecenin bir vakti...
Senin öğrettiğin ihanetin kavrukluğu
Yakarken içimin tüm hücrelerini
Kirpiklerim sessizce örtüyor
Hayatın son perdesini
Yaşanmışlıklarım
Sessiz bir tören havasında
Gelip geçerken gözlerimde
İçim kabarıyor birden
Soluksuz kalıyorum
Ve işte orada kopuyor ya film
Sen bilmiyorsun
Ben çekip gidiyorum...
Eylül GÖKDEMİR... 31.01.2009
Eylül GökdemirKayıt Tarihi : 1.2.2009 15:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Gelinlik giymiş dörtlüklerini ' Daha ne söylenebilirki ........
Mürsel Adıgüzel
TÜM YORUMLAR (7)