Yerden bir hayli yüksek, kartal seslerinin nehir sularına karıştığı, yazı soğuk, kışı sıcak bir dağdaki masmavi gölde başlar hayat. Nehir gibi akar gider yıllar. Dalga sesleri yüreğime karışır ve kalbim her vurduğunda bir tsunami, gözümde saklanan sahilleri sular altında bırakır. Bazen bembeyaz bulutlar yardım eder kar tanesine. Bazen de gökyüzüm masmavi olur ve güneşi engelleyen tek bir bulut geçer önüme. Hiç bulutun olmadığı, güneşin sarısının gözlerime vurup onları kızıla boyadığı olur bazen. Bir buluta hasret duyar bedenim ve ellerim dağın arkasındaki kara bulutlar için zorla tırmanmaya çalışır yüreğine gönlümün sahte prensesinin. Israrla karanlığı, yağmuru ister gözlerime yansıyan kalbim. Yalnızlığı hayal ederken beynim, bedenim ona eşlik eder ve sevgilisi olur karanlıkla dost olan güneşim. Arkadaşımın üzerine doğar ve içindeki aşkı dışarı çıkarmaya çalışır. Bana hiç dokunmaz çünkü bilir benim aşkımın karanlıkta saklı olduğunu ve karanlığın en yakın arkadaşım olduğunu.
Küçücük bir umuttur, yatalak yatağımın yanı başında durup açılan pencereyle içeri giren rüzgar ve bir tutam gökyüzü getirmiştir bana bulutlarda saklanmış. Saçlarıma yansıtmış rengini önce ve temizlemiş sonra güneşin sarısıyla ağartarak bütün dertlerimi. Onlar silinmedi hayatımdan ama biliyorum ki üstü kapalı kalmış bir tohum çukurunda, bedenimin güneşle kuruduğu yerde yani toprakta başka bir fidanla tekrar doğacak içimdeki bu aşk. Son kez budanan gövdemin çatırtılarını çok iyi dinle sevdiğim. Kollarım sana kapanmış bir hâlde seni sevdiğimi söyler ama bedenim o kara bulutlardaki son yağmurla sana kavuşmayı bekler.
Görkem Buğra KızılkayaKayıt Tarihi : 28.7.2011 19:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!