kendi uğultusundan kendi sesini duyamayan
bir düdüklü tencere
yine de anlar
hangi an başına neler geleceğini
sonuçta mutfağa küseceği besbelli
rastlantıyla çökmedi ya bu karanlık
gün bitti
akşam oldu
gece yaşanacak artık
kafesteki kuşun sıkıntısı varsa ortada
sürüklenme başlamış demektir
biri ötekini sürüklüyor
sonra öteki birini
bir sürüyü sürükler gibi
sürüklemektedirler kendilerini
pencereler kapanır
hüzün kokulu odalarda sessizlik
biz yoktur artık
biz eprimiş gömlektir
cekettir
giyildiği sanılıp giyilmeyen
durduğu yerde epriyen
biz sürüklenmektedir
tuhaftır
sürüklenen aşklar müzesi
her gün yeni konuklarıyla
durmadan dolmaktadır
kalbin garip alışkanlığı
sürüklenip akmaktır
bir kalıptan bir kalıba girip
başkalaşmaktır
benden size tavsiye
sürüklenen aşklar müzesini
mutlaka geziniz
Kayıt Tarihi : 9.4.2008 02:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Alaaddin Emre](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/04/09/suruklenen-asklar-muzesi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!