Sürrealist Kelimeler
Aklın ve gürültünün aktığı yerlerde
Bir sonbahara ait ne kadar hüzün varsa, ve bir şairin dizelerinden dökülen binlerce acıyı avuçlayıp işledim yüreğime...
Yüreğim bir bıçak ağrısı gibi kesik kesik solurken papatyalar güneşi selamlıyordu yenilmiş coğrafyalardan
Ve başlamıştı gerçekle güzelliğin akıl almaz savaşı
Dingin akşam üstlerinde yazdığım mektuplar kadar ve iç burkulması gibi öten zafer marşları kadar; karşılıksızdı sorular ve parantezsizdi.
Hangi sevgiye dokunsak bir kıymık batıyordu elimize
Hangi kelebeği okşasak ötenazi yapıyordu kendine
Ve kanıyordu adımlarımız, ürkek ve yorulmuş
Hor kullanılmış bir incelikti yüzümüzün beyazlığı
Antidepresansız kederler ve serzenişler kadar gerçektik oysa
Yaşayan ve yaşamayan her şeyden daha gerçek
Hayatta kalma mücadelesi kadar saftı direnişimiz
Üşümemek için kaçıyorduk kendimizden ve caddelerden
Haklı davaların baş karakteri bizim adımızla anılıyordu
Ağladık; çünkü istemek hakkımızdı
Çiçek açmak hakkımızdı
Adil yargılanmak hakkımızdı
Fakat hakkımız gece lambaları gibi ölgün bir ışıktı karanlıkta örselenmiş
Ve yatıya kalmış öfke nöbetlerine dönüşüyordu yaşam bir anda
Biz kırlangıçlar kadar özgürdük; fakat kanatsız
Mavi bir çığlık kovalıyordu yıldızsız gecelerimizi
Bir damla yağmura susamaktı günlerin getirdiği
Susamak yudum yudum, varoşlardaki satıcıların egzotik haykırışlarına
Susamak yalın ve kirlenmemiş her varlığa
Yolunu ezberlemiş bir seyyah ne kadar kararlıysa o kadar kararlıydık ölmemeye oysa
Umudumuz begonyaları sulamak içindi sabah serinliğinde
Umutsuzluğumuz insan kalmak içindi;içten ve onurlu
Bu yüzden her yağmurda attık kendimizi sokaklara
Bu yüzden biledik düşüncelerimizin en hoyratını
Bu yüzden yandık yerinde söylenmiş her söze
Ömrümüz ip ince bir iple gerilmişken ve yazgımızı sevip okşamaya çalışırken
Bizi dumura uğratan koca bir hiçlik içinde
Eski çağ tanrılarının heybetli gölgesinde
Bir gösterinin en görkemli yerinde
Cüretkârca terk ettik sahne ışıklarını
Geriye birkaç sürrealist kelime kaldı yalnızca
Başlığı ve kafiyesi olmayan şiirler...
Onlar da doruklardan uçurumu boyladılar.
Ve Pandora'nın kutusu hâlâ gizemliydi...
Kayıt Tarihi : 14.10.2021 22:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Her şey gönlünüzce olsun Sn Nazan Akkaya hanımefendi
En derin saygılarımla...başarılar dilerim,
Şen ve Esen kalınız her daim
TÜM YORUMLAR (1)