Veysel nihayet yıllar sonra İzmir’e tayınını çıkartmıştı. Hep İzmir’de deniz yakınlarında bahçeli bir evde yaşamayı hayal etmişti. İzmir’de okurken denize aşık olmuş, boş zamanlarda saatlerce denizi seyretmişti. Bir hafta önce İzmir’e tayını çıkınca sevincinden ne yapacağını şaşırmıştı. Hemen eşiyle beraber İzmir’e gelip denize yakın bahçeli bir ev aramışlardı. Halbuki çalıştığı bankanın müdürlere özel çok lüks bir dairesi vardı ama Veysel bahçeli ev istiyordu. Malatya’da bahçeli bir evde büyümüş olan Veysel, apartman dairelerine bir türlü alışamamıştı. Hem, kahve veya gece hayatı olmadığından boş zamanlarını ya deniz kenarında ya da bahçede geçirmek istiyordu.
Üç gün aradıktan sonra istediği bir ev buldu. Gerçi ev biraz küçüktü ama büyük evlerin kirasına gücü yetmiyordu. Hanımıyla beraber boya ve renklerini seçmişler ve evin bütün boya ve badanasını kendi yapmıştı. Salonu açık sarı, yatak odasını, dinlendirici bulduğu için, acık mavi ve diğer yerler için beyaz rengi kullanmıştı. Kapı ve pencere çerçevelerini ise kreme boyamıştı. Boya ve badana işlerini bitirmiş sıra temizliğe gelmişti. Evinin ilerisinde bulunan çarşıdan temizlik malzemeleri almak için dışarı çıktı. Alacağı malzemeler çok olmadığından ve çevreyi biraz tanıyabilmek için yürüyerek çarşıya gitti.
*
Mert, Mineyi uğurladıktan sonra adeta ne yapacağını şaşırmıştı. Makam arabasını sigara almak için yol kenarına park etmişti. Sigarayı aldıktan sonra yola devam edecek mecali kalmamıştı, bu arada farkında olmadan derin düşüncelere daldı.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta