Güzel Trabzon’umun doğusuna düşersin
Hasretin ateşinde yana yana pişersin
Bir başka güzellik var; baharında, yazında…
Dalgalarla söyleşir gecenin ayazında
Nam salmıştır dünyaya Sürmene’nin pidesi
Kıymalı yiyenlerin bayram eder midesi
Her şeyiyle eşsizdir; düzü, tepesi, dağı
Gözleri kamaştırır Memişoğlu Konağı
Sürmene’de yemeli hamsinin tavasını
Yüz doktora değişmem bu şehrin havasını
Tereyağıyla olur mıhlaması, kuymağı
Sofraların şahıdır tel peyniri, kaymağı
Sürmene’de yemeli lahana sarmasını
Soframdan eksik etmem mısırın yarmasını
Yaylalarda seyredin dağların görkemini
Efkâra katık yapın çayın koyu demini
Nasıl unuturum ben, karlı Madur Dağı’nı?
Kavrana bastırırlar peynirini, yağını
Coşkun akarsuları(n) birbiriyle yarışır
Manahoz’un suları denizlere karışır
Bütün dünya biliyor; şerefini, şanını
Kadınlar eksik etmez peştamal, keşanını
Bulutlar yumak yumak, Zarha Dağı dumanlı
Bu şehrin sakinleri; halis muhlis, imanlı…
Yüreğime değiyor kemençenin telleri
Kılına değişmeyiz biz bu gurbet elleri
Beni sana götürür, mahzun gurbet türküsü
Aydınlık yarınlardır Sürmene’nin ülküsü
Bütün dünya tanıyor Sürmene bıçağını
Hiçbir şeye değişmem sılanın kucağını
Balıklı’da yetişir portakal, mandalina
Âşıktır Sürmeneli, bayrağının alına
Sokaklarına değmiş mâzinin ak izleri
Civra’dan seyretmeli masmavi denizleri
İkiz kardeş gibidir Sürmene-Köprübaşı
Altına değişilmez; suyu, toprağı, taşı…
Seninle anlamlıdır hayatın başı, sonu
Kemençeyle oynanır Sürmene kız horonu
Yaz gelince düğünde ne mermiler yakılır
Almancı gelinine burma hasır takılır
Dev gemiler yapılır Sürmene Yeniay’da
Mayıs ayı gelince rızık aranır çayda
Çok uzağına düştük, gurbeti mesken tuttuk
Hasretin buram buram, sanma seni unuttuk
On sekizinde kızlar; durmaz, eyler sevdalık
Eylül ayı girince kavağa çıkar balık
Yeniay’a inilir Baştımar’dan aşağı
Balıkçılar umutla denize atar ağı
Uzağına düşmüşüz, yürekler pare pare
Kavuşma günümüzü bekliyoruz biçare
Sürmene’de yetişir üzüm, incirin hası
Bu şehrin hasretlisi, hastasıyım hastası
Çamburnu’nun plajı yazın dolup taşmakta
Sürmene büyümekte, kendisini aşmakta
Değdir sırlı tellere kemençenin yayını
Bilmeyen kalmış mıdır fındığını, çayını?
Sürmene akın eder, salı günü pazara
Sana olan aşkımı götürürüm mezara
Sabahtan kalkan kızlar gezerler yali yali
Sürmene’nin gururu Bahattin Çamurali
Şanlı tarihimizde köklü bir yerin vardır
Mâziye götür bizi, filmi geriye sardır
Tarif etmek zor seni, oy Sürmene Sürmene! ...
Hasret düşer yüreğe, gene geliriz gene…
Sürmene’nin kalesi şehri eder temaşa
Şehrengizler güzeli, sonsuza dek hep yaşa! ...
Kayıt Tarihi : 25.7.2015 22:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Malkoç](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/07/25/surmene-terennumleri.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!