Çocukluk yıllarımın elmas şehri Siirt, ben büyüdükçe küçülen, o küçüldükçe büyüdüğüm şehir. Aklıma düştükçe “ergenlerin sesinden ürkmüş çocukluklar” hatırladığım…
Süveyka’da esnafın ağaran saçlarından aşağıya Siirt akşamları dökülüyor, Saffarlar Çarşısı’nın çekiç sesleri, Çarşı Camii’nin murdar çeşmeleri, Kızlar Tepesi’nin karşısında Meydan Saati’ni okuma girişimleri, Kız Meslek Lisesi önünde ilk çapkınlık deneyimleri, bakışmalar…
Esmer, güneşten kavrulmuş yanaklarla günleri kovalarken amca çocuklarımla arşınladığımız sokaklar, Pazar günü maçları, mahalle kavgaları…
Çocukluk işte..,
Bir hayat gülücüğü,
Yürekte merhamet,
Ömrün saltanat tahtı.
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta