Seni ruhumda bedenimde hissederken görüntünün sesini kapatmaması için gözlerimi yumuyorum. Her zerrem seninle doluyor. İsyan ediyorum yaşadığım zamana, mekana, boy attığım topraklardan koparılışıma.
Arzuların doruğundan yuvarlanıp, yaralarımın içinde kayboluşlara sarılıyorum. Yaşamın kıyısında bozguna yenik düşmeme çabasında sıkı sıkı hayata tutunmaya çalışıyorum. İçimdeki durgunluk fırtınalara gebe olsa bile. Düş kırıklıklarına meydan vermiyorum. Ama içimdeki ayaz duygularımı donduruyor. Kaybedilmiş düşler uçurumun kenarında benliğimi sararken ben kanatlanmayı bekliyorum.
Yaşlı gözlerimdeki puslu bakışları geride bırakıyorum. Ruhum berraklaşıyor. Bitmez gecelerin karanlığından kurtarıyorum. Hayalleri ve umutları yeşertmek için güneşin bulutlar arasından gülümsemesini bekliyorum. İç sesimi dinliyorum. Birçok sevgiyle dolu benliğimi, tutkularımı ortaya çıkarıyorum. Bütün yaralanmaları kanamaları göze alarak. Yüreğimi, yüreğimle dinliyorum. Söylediği sözleri hatırlamaya anlamaya çalışıyorum. Pas tutmuş kapılarını yağlıyor. Kaybolmuş kilidini buluyorum.
Tekrardan dibe vurmamak için kendimi koy vermiyorum. Yetimhaneye kapatılmış duygularımı yeniden evlat ediniyorum. Dağınık ruhlu adsız biri olarak yeniden dünyaya geliyorum. Kanım ve soluğumdaki yaşam, damlarla armağan olarak geri dönüyor…
Hesabını vermek zorunda olduğum yanlışlarını diyetini ödemeye kararlıyım. Gizem perdelerini aralayıp bitmek bilmeyen korkulu rüyalardan uyanıp özgürleşeceğim. Beklemekten eskiyen gönül güneşimi yeniden canlandırıyorum.
Yaşadıklarıma tanıklık edecek sözcükler, beynimin kıvrımlarındaki kayıtlardan gözlerime ellerime, yüzümün çizgilerine yansıyor. Ne olurdu sanki çizgiler sadece tenimde kalsaydı, yüreğime inmeseydi. Belki acısını bu kadar hissettirmezdi.
Göktaşı gibi hayatıma düşüp, yakıp, yıktılar arasında hayata dönüp yaralarımı yanan küllerimle sarıyorum. Karanlığa, rüzgâra karşı yürüyorum tehlikeleri görmezden gelerek aşkın nefesini hissediyorum ruhumun uzun gecelerinde.
Bakışların gözlerimden yüreğime doğru akarken seni kirpiklerimle içime hapsediyorum. Yaşamımla kendi sıcaklığımın içinde büyütüp yaşatmak için. Kendi yalnızlığımda sıcak bir kucakta sarmalanmak ve avutulmak istiyorum. Gözlerinin içindeki derin bakışlarda kendimi çözmeye çalışırken geçmişe sırtımı dönüp uzaklaşmak istiyorum.
Ne kadar üzerini örtmeye çalışsam da serseri duygular daha da ortaya çıkıyor. Asi dalgın ve derin bakışlarında, kalın duvarlarla ördüğüm yaşamımdan sıyrılıyorum. Yaşadığım zamandan uzaklaşıp bal rengi enginlerde kayboluyorum. Bir günlük açan çiçekler gibi anı yaşayıp sonradan benliğime iç sesime dönüyorum.
Ruhumdaki huzur aşkın keskin acısını hissettirtmiyor. Batmakta olan günün, karanlıktan önceki son vedasında gibiyim. İçimde yanan ışığın huzmelerin de aydınlığa çıkmaya çalışıyorum. Duygularımdan çalmadan, yenilmekten korkmadan uzatıyorum elimi. Tersine işleyen umutsuzluğa meydan vermeden, tutkuların esiri olmaya gönüllü oluyorum. Buzlu cam saydamlığındaki ruhum acılı süreçten geçerken yaralarım canımı acıtıyor. Özlem ve gecikmişlikle yaşama dönmeye çalışıyorum.
Basit fakir sözcükler yerine duygularımı haykırmalıyım. Dilsiz gecelerin yalnızlığında kendi dikenlerimin yüreğimdeki kıymıklarını ayıklıyorum. Tutkuyla bağlılıklara inat, umutsuzca, çocukça, masumca ve korkuyla körü körüne sevmeyi istiyorum. Kaçırdığım duyguları yakalamaya çalışıyorum. Erken vedalara kapılarımı kapatıyorum. Lambanın ölgün ışığında duygularım didişirken kaybetmeyi aklıma bile getirmiyorum. Her ne kadar benliğimi kaplayan duygularımın sen olmadığını bilsem de.
Değerbilmezlik ve zamansızlık yüzünde heba olmuş yaşamın burukluğunu siliyorum. Rastlantıların gizeminde sonu belli olan yolculuğa iki beden tek yürekle yola çıkıyorum olmazlık ve yetersiz zamana inat. Yaşadığım özleme kilitlendim.
Geçmişin dehlizlerinde senin yansımalarına tutunarak ilerliyorum. Gönderilmemiş mektuplar gibi tekrar tekrar okuyarak yeniden yaşıyorum. Gördüğüm her göz sen her duygu senin oluyor. Acıya bağımlılığımı sorguluyorum birbirine aykırı sözcüklerle beynimin kıvrımlarında. Seni mi arıyordum? Sensizliği mi? Yoksa iç sesimin yansımasını mı? Eski acımı beslemek için gönderilen miydin?
Çılgınlığı, soyut mutluluğun sonsuzluk duygusunu özlemiştim. Haykırışlarımın kayaya çarpıp geri dönen yankısında kayboluyorum. Sürgün duygularım yavaşça ve ustalıkla gönüllü yolculuğa çıkıyor. Sağır kelimelerle dolu pişmanlık, hüzün ve düş kırıklarıyla. Geçmişte zamanın külleri arasında görüntülerle özdeşleşiyorum. Her yeni yüzde senden kalan parçaları tamamlıyorum. Var olmayan tutkunun izlerinde geleceğe güvenle ve gülümseyerek bakmaya çalışıyorum.
Bir anda birleşen ruhları birbirinden ayıran fırtınanın acımazlığı ile kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin ürkekliği var üzerimde. Uçmakla uçmamak arasında kalıyorum…
Uçmayı beceremeyeceksem neden uçmaya hevesleniyorum ki…
08.09.2011
Fatma AVCI
Kayıt Tarihi : 8.9.2011 14:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BİR DE YOKUŞ AŞAĞI,
BİR ZAYIFLIK,
BİR DE DÜŞMANLIK...
BELKİ BİR YALNIZLIK,
BELKİ DE SONSUZA DAİR VEDA.
BELKİ DE VEDA EDECEK LÜKSLERİ YOKTU...
BELKİ DE ÖTESİZ OLMAKTI,
ÖTEKİ OLMAK,
ÖTEKİLER OLMAK,
ÖTESİZ BİR YABANCI OLMAKTI SON SÖZ...
BEKLKİ DE ÖTESİZ BİR KADIN OLMAK,
BELKİ DE ÖTESİZ ADAM OLMAKTI...
SONSA BİR YOK OLMAKTI...
SONRASI DA HİÇ KİMSE OLMAK,
HİÇ KİMSELER OLMAKTI
ÇÜNKÜSÜZLÜKLE BAŞ AŞAĞI DÜŞEN,
SEVDA İDİ TEPETAKLA GELEN,
HİÇ KİMSELİKLE BİR BAŞKASI OLMAKTI,
VEYA BİR BAŞKALARI OLMAKTI,
BAŞKALAŞMIŞTI SEVDANIN SON FERDİ GİBİ,
SAHİPSİZ BİR NEFESTİ BELKİ DE ÖTESİZ OLMAK,
ÖTEKİ OLMAK,
ÖTELERE UZANMAK,
NEFESLERİN SONUNDAKİ BEDEN TİTREMELERİNE ERİŞMEKTİ BELKİ DE,
ÖTEKİLEŞMEKTİ SONA YAKINLIK ÖTESİNDE OLMAK EN SON NEFESTİ BELKİ DE...
Mustafa Yılmaz
ant+10
İnsanlarda öyle değil midir? 'Bir otobüs dolusu yalnızlık' demiştim bir şiirimde... Hatta bir gemi dolusu, bir meydan dolusu da denilebilirdi...
Yeni bir çalışmamda işlemeye çalışacağım Fatma(Deniz) Hanım... Burada yazmak istedim kısaca... 'İnsan, kendisine karşı yürür... Yaşamın bazen içinde, bazen kenarında kalır... Geçen asla zaman değildir... Geçen, geçip giden biziz...'
Duygularınızı anlıyorum... Yeniden, yine ve güçlüce bir başlangıcın eşiğinde durur gibisiniz... Umarım düşlediğiniz gibi olur, yönü siz verirsiniz kendinize...
Tebrikler yazıya ve size... Sevgiler, selamlar sayfanızda...
Rastlantıların gizemine ve hedefe kilitlenmek...
Tebrikler, hayran kaldım bu içsel monoloğa...
Kutlarım...Selamlar,sevgiler....
TÜM YORUMLAR (14)