SÜRGÜN SAATLERİ
Hiç hoş olmuyor sürgün saatleri.
Hasretliği bir başka oluyor,
Hüzün veriyor
Ardında bıraktığın, yarenler, vefakâr dostlar
Dostlarla yaşanmış geçmişteki anılar.
Çiçek açmıyor pembe, pembe bu ellerde ağaçlar,
Açsa bile zevk vermiyor çiçeklerle bezenmiş dallar,
Gönüllere mıh gibi işliyor, sürgün saatleri.
Sunsalar da sürgün yerinde, altın tabak içinde,
En güzel nimetleri.
Kollara takılan bilezikler,
Andırıyor sürgün yerinde, kelepçeleri.
Bir başka özlüyor olsa gözler,
Aranır oluyor dost dillerinden dökülen sözler,
Kin kusuyor bazen de diller
Lanetleniyor adeta,
Dostu dosttan kopartıp, sürgüne gönderenler.
Bir tutkudur sılada açan zakkum çiçekleri bile,
Gönül sevemiyor nedense,
Sürgün saatlerini, açılan gonca güller ile de.
Kursun gibi geliyor sürgün saatlerinde,
En tatlı sözler, tebessümler yüzlere,
Sanki muhtaç oluyor insan, sıladaki kinayeli sözlere.
Şimdi sürgün saatlerinde esmiyor rüzgâr,
Bülbüle dönüyor insan, oluyor bir Gülizar,
Gözler her fırsatta ediyor sılaya nazar,
Ve mıh gibi işliyor yüreklere sürgündeki saatler,
Söküp atamıyor kaderini,
Neylesin biçareler, kalınca naçar.
SELAHATTİN ÖLMEZ
08.05,2006
Kayıt Tarihi : 15.6.2006 19:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!