Sürgün Ruhlar Kentinin Muhtarıyım,Şulenar

Sisli hislerin gecelerini taşıyor yaryüzüm.Hüznünü bana teslim etmiş bir güzelin aşk hamalıyım.Sırt numaramı okuyamıyor periler… hüzünden eskimiş yazılar var.
Son nefes gibi ilk hevesimle sesleniyorum. Bir zerre kadar zer ol bana.

-Sürgün ruhlar kentinin muhtarıyım.Aşk mührümün mürekkebi bitti. Yüreğinde kalmış mürekkebimi almaya geldim.Daha çok yazılacak güncül demlerimiz var.
Hadi, demle beni aşküstü bir sıcağın zamanında.
Yorgun kalmış uzakları dinlendirsin kavuşmak.
Canı sıkılmış sözlerin son isteğinde çekimle bensizliği.Birlikte olmanın bayrağını asıver istek direğine. Gönül gönüle vermenin vadesinde beni de hesaba katıver.
Kardelenler gibi deliver ilkbaharı. Kokunla açılsın güllerin.Kırmızılığını artırmış dünyanın gülü gibi, gülüver yanımda.

Yazgısı silinmiş hayatlar gibi her şey bayat gibi sensiz.Taze olan sendin.
Tizlerine tez olan bendim. Tez canlılığına canını seren de bendim.
Aşk sermestiyim.Meylerini içirdi kavuşmak.Hasretin yıllanmış anlarında kaldım.
Bir adım kadar yakınsın bana.

Yalnızlığımı yüzdürür güleç yüzün.Güleç yüzünde yüzen sevda gemimi sürükler zaman.Beni amansız bırakır uzaklığın.Bermuda Üçgen’in var.
-Sığ sulardan geçtim.Buzul dağları sevdamızla eridi; ama Bermuda’da murdar kaldı uzaklık. Bir türlü aşamadığımız demler var. Sana teslim olmaya hüzzamlı şarkılar eklendi.

Duaya açılmış meyveler gibi kabullerime değiyordu tadın.
Çiçek çiçek döküldüğün içimde arılarım oğullandı, akıllandı.Aşkına bal olup t’adına alıştırdı imkansız dediğimiz her şey.
gökkusagi sönük kaldi yakıcı renklerin karsisinda.açelyaydin Bir begonyanın üstündeki damla kadar yakındım su ile dokunmaya.

-Tutkum olmuştu yeşil gözlerinden sonra bütün yeşillikler.Bir adımda her zaman yemyeşilliklerdi.

*Başkaldırmış yalnızlığın baş kahramanıyım.Aşk romanımız dirilişin dizinde büyüdü.Direnişin bebeği gibi büyüttük.Uyanışın gölgelerinde susmamış anları yeşerttik böylece.

Ş’ahlanıyor yakınlaşmalar. Bana y’akın mısın, yakınsal aynalarında benlik şehirlerim gözükür mü?
*Lir olmuş varsıllarımı bilir mi Perişahlığın.

Üç noktasını uç noktalarda unutmuş yaşanırlık bülbülüyüm.Uçurum gülüsün diye kanatlarımı hüzün kayalarına çırpamam.

Devrik cümlelerimde süslenen yüklemin var.Özümü vurgulayan özne olarak aynı cümlede yeşeren yarınlar gibiyiz yar.

Hüzünbaz bir an gibi geçiyor sensiz her şey.Helalim kadar saki mi celalin.Aynı ruh denizinde yüzer mi güleç yüzlerimiz.

Bulaşıklar yıkandı, odalar süpürüldü, balkon ve merdivenlere pas pas da atıldı... İçim kadar temizlendi her şey.Gerçek kadar düş, düş kadar kadere temizlik yaptım.Beni alsan zarardan kazanırsın .
*Temiz kalır gönül evin.En azından sevdanı kirletmem, en azından yüreğinde kirlerimi bırakmam.En azından can kırıklarını içinde bırakmam – İyi bir camcıyım. Gönül pencerelerine göre çerçeveli bir sevdam, tutkularına uyumlu renkli düşlerin camları var.
-Sen gün’eşim olarak odamıza girmeye çalış…

Bir aşk damlasıyım yüreğindeki kocamış denizi dalgalandıran. Bir denizaşırı düşüyüm, düşüncelerinde derlenen berraklar aziziyim…

Bir Y’ar tanesiyim suya düşlerini teslim etmiş yarınlar helaliyim. Seni yazdım kendime, seninle yazıldım bahtımın en özel mektebine.
-Artık ben kadar bana kavi, sen kadar sana sani bir gelecek urağanıyız.Uzaklar,hasretler sürgün ver süreğen kalamazdı Şulenar…