Hani ülküm oldun demişti ya kalem,
Ülke başlamış sevenini harcamaya saçından.
Kalemin sevgisini, aşkını duyunca alem,
Kırdı kalemini belinden çok sevme suçundan.
Aşkına bir pare katmamıştı hile,
Koştu peşinden sonucunu bile bile,
Dinine sarılmıştı bir buruk teselli ile,
Vazgeçmemişti sevgi borcundan.
Şöyle bir bakınca sebat etti hükümet,
Hakime dedi bu genci ülkeden sürgün et!
Karar sonrası düştü hanesine gurbet,
Bir ah çekerek düştü ülkesinin avucundan.
Aslında ters esmemişti rüzgar,
Sevgiden içini basmıştı efkar,
Sevdası için yaşamasına verildi karar,
Şükür dedi tutunmuştu hayatın ucundan.
Tutunmuştu hayata ama bir yanı buruk,
Cehennemden çıkmış gibi mührü vuruk,
Sürgün ile hayin damgasıyla kalbi kırık,
Gitmişti yiğitliğinin burcundan.
Çakır 12 Eylül’e şahit olmadı ama,
Şahitti onca vatanına aşık adama,
Okudu; kimi toprağa atıldı kimi dama,
O da tutmuştu Arif gibi aşk orucundan.
Rahmet olsun davasına sahip çıkanlara, davası için üreme organlarından elektrik verilerecek nice işkenceler çekenlere, vatanı, milleti, dini ve devleti için ömrünü feda edenlere, zindanlarda çürüyen, sürgünlerde el toprağında çile çekmiş yiğitlere, hülasa adı unutulmuş, karalanmış gencecik yaşta kara toprağa düşen nice vatan aşıklarına selam olsun..
Turgut ÇörtKayıt Tarihi : 19.12.2020 16:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!