Sürgün dağ kekiği Şiiri - Yaşar Adıyaman

Sürgün dağ kekiği

Sürgün dağ kekiği

uzak mesafeden
iki elim yamalı
yüzüm hüzün
buğulu camlarda
gözlerim kapalı
eylül kokulu sokaklara
ayrılıkların aşka düştüğü vakit
sürgün dağ kekiği
sana oldum akit

sürgün dağ kekiği
ellerim Mavzer yatağı
bir yanım ağır aksak
bir yanım çamur batağı
prangalarım ihanetler ağı
kalbimi dilimden çözün
sürgün dağ kekiği
yok mu aşka sözün

ben kendimi bilirim
her uzuvunda azanım
eylül sarısı sol yanım
gülyüzlü peri vurulmuş suya
her hatırana canım
tebessüm sözü hakikat bu ya
anılar unutulmuş çocuk
bir yanım ağlarken bir yanım soğuk
gözlerim boncuk boncuk
ben kendimden kaçtım
sürgün dağ kekiği
yüreğimdeki aşktı sana tehalük

sürgün dağ kekiği
penceresi umut yarası
cenderesi gizem kapısı
sırımı kendime avuttum
kendimden soğudum
kendimden gittim
sürgün dağ kekiği
müstevi obalara ay sun
mülteci gönlüme meftun

ben kendimden geçtim
sana geldim yürek sızım
arşım, arzım, cansızım
müstevi obalardan
hayatı hatıradan sildim
geceye bir nefes gibi
bir ekmek gibi girdim
savurdum karanlığı
ocak'ta buldum aralığı
sürgün dağ kekiği
bir çare, gider bu ayrılığı

umudu ç/alınmış
bir kelebeğin kırık kanatlarında
buldum kendimi
sussuz çiçeklerin ıssız yurdu
hayat bizi bizden yordu
solgun tebessüm yüzün
geceden kalan son hüzün
sürgün dağ kekiği
özlemle doldu tüzün
müstevi andım
sende eksik bende olmayan
uzuvlarımı tamamla/yandım

....yaşar adıyaman

Yaşar Adıyaman
Kayıt Tarihi : 30.9.2019 11:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yaşar Adıyaman