Rafa kaldırılmış mutlulukların közüne söz atıyorum, avuçlarımda umut
Kendi yalnızlığımı öğütüyor hayat, gelgitleri beklemekte yalan ırmakları
Nakaratı ölümsüz ömürlerin mor sızısı içimde, yürüyorum aşkın ülkesine
Parmak uçlarımda üşüyor alev, özledikçe ben seni gömülüyorum derinime
Tutsak şarkıların ara nağmeleriyle iç sesimizi beslerdik o kırgın ayrılıkların salaş iskelesinde. Acımızı iyotlu denizlerin yırtık ağları dikerdi, ışıksız gecelerin derinliklerinde birbirimizi ararken. Durmaksızın ilerlerdi saatler, yoksul düşlerimizi üşümüş parmaklarımızla okşarken. Göz göz olmuş mevsim çağlayışlarını kavrardı şafağın rengi, daralan gönlümüzün kayıklarıyla geçtikçe denizleri. Emek har olurdu gönülde, ruhumuzun kıraçlarında açtıkça sevda çiçekleri.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla