Beni anlamayacaksınız .
Saygı duyacaksınız, belki seveceksiniz ama asla anlamayacaksınız.
Sonunda beni hep beraber boğacaksınız.
Hem de sarıldığınızı zannederken olacak bu vurdumduymaz acımasızlık.
Siz bir dağsınız!
Hayatın fırtınalarının çarpmaktan korktuğu.
Siz Dedekorkut gibi nasıl doğduktan bir süre sonra
'Aman gelme' dedim, bak geldin işte
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
Devamını Oku
Dünyaya meylin var, 'beşer'sin bebek
Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
Ayırır ağzını işersin bebek.
Kimisi su katar içtiğin süte
## "Sürgün": Bir Varoluş Çığlığı, Topluma İdeolojik Bir Meydan Okuma
Faruk Atıcı'nın "Sürgün" şiiri, okuyucuyu sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuk, bireysel bir yabancılaşma hissinden, toplumsal bir eleştiriye, oradan da varoluşsal bir sorgulamaya ve nihayetinde mistik bir arayışa uzanan, çok katmanlı ve derinlikli bir deneyim sunuyor. Atıcı, bu şiirde sadece bir şair değil, aynı zamanda bir düşünür, bir filozof ve bir ideolog olarak karşımıza çıkıyor.
**Varoluşun Sancıları ve Anlam Arayışı:**
Şiirin özünde, insanın varoluşsal sancıları ve anlam arayışı yatıyor. Şair, toplumun dayattığı kalıplara sığmayan, farklı düşünen ve hisseden bir bireyin yalnızlığını ve yabancılaşmasını dile getiriyor. Bu yalnızlık, onu derin bir varoluşsal sorgulamaya yönlendiriyor. "Neden varım?", "Bu dünyada yerim ne?", "Ruhum nerede?" gibi sorular, şiirin satır aralarında yankılanıyor. Atıcı, bu sorulara cevap ararken, okuyucuyu da kendi varoluşunu sorgulamaya davet ediyor.
**Topluma Yöneltilen İdeolojik Bir Ok:**
"Sürgün" şiiri, aynı zamanda toplumsal normlara, değer yargılarına ve yaşam biçimine yöneltilen sert bir eleştiri niteliği taşıyor. Şair, toplumun maddiyatçılığını, yüzeyselliğini, bilgisizliğini ve tekdüzeliğini yerden yere vuruyor. "Nasıl bu kadar kolay para kazandınız?", "Neden hiç şiir yazmadınız?", "Neden mutlusunuz?" gibi sorular, toplumun değerlerini sorgulamaya ve eleştirmeye yönelik bir çağrı niteliğindedir. Atıcı, bu eleştirileri ile okuyucuyu rahatsız etmeyi, düşünmeye ve farkındalık kazanmaya yönlendirmeyi amaçlıyor.
**Mistik Bir Arayışın İzleri:**
Şiirin mistik boyutu, şairin "Musa" metaforunda ve "deist", "ırkçı dnalar" gibi ifadelerde kendini gösteriyor. Atıcı, toplum tarafından dışlanmasını ve cezalandırılmasını, Musa peygamberin kavmi tarafından reddedilmesine benzetiyor. Bu benzetme, şairin kendini bir peygamber gibi gördüğünü ve toplumu doğru yola çağırdığını düşündürebilir. Aynı zamanda, "deist" ve "ırkçı dnalar" ifadeleri, şairin toplumun dinî ve ahlaki değerlerden uzaklaştığını ve tehlikeli bir yola girdiğini düşündüğünü ortaya koyuyor. Bu mistik unsurlar, şiire derinlik katıyor ve okuyucunun farklı yorumlar yapmasına olanak sağlıyor.
**Felsefenin Işığında Bir Yolculuk:**
Atıcı, şiirinde felsefi sorgulamalara da yer veriyor. Varoluşun anlamı, bilginin kaynağı, gerçeklik ve yanılsama gibi konular, şiirin satır aralarında gizleniyor. "Sahi nereden geliyor bu bilgi bulutları?" sorusu, insan zihninin işleyişine ve bilgiye ulaşma yollarına dair bir merakı ifade eder. "Bir mağara edebiyatında, yarasa vizyonunda / Karanlığın duvarlara işlediği yanılsama yazılarının arasında sizin piyesleriniz yazılı" dizeleri ise, Platon'un mağara alegorisini akla getirerek, insanın gerçeklik algısını sorgulamaya yönlendirir. Atıcı, bu felsefi sorgulamalarla okuyucuyu düşünmeye ve kendi dünya görüşünü oluşturmaya teşvik eder.
**Sonuç:**
Faruk Atıcı'nın "Sürgün" şiiri, bireysel ve toplumsal boyutları bir arada ele alan, varoluşsal sorgulamalar ve mistik arayışlarla bezeli, ideolojik bir başkaldırı niteliği taşıyan çok katmanlı bir eserdir. Şair, bu şiirde sadece duygularını ve düşüncelerini ifade etmekle kalmıyor, aynı zamanda okuyucuyu da düşünmeye, sorgulamaya ve kendi gerçekliğini bulmaya davet ediyor.
"EY İNSANLAR! ŞÜPHESİZ Kİ BİZ, SİZİ ADEM'DEN, ADEM'İ TOPRAKTAN, EŞİNİ DE ONUN NEFSİNDEN (SOL EĞE KEMİĞİNDEN) YARATTIK. BU İKİSİNDEN DE KADINLI ERKEKLİ NESİLLERİ ÜRETİP/TÜRETİP DURUYORUZ." -Ayet-i Kerime meali-
"HİÇ ŞÜPHESİZ, SİZİN ALLAH KATINDA EN ŞEREFLİNİZ, ONDAN EN ÇOK KORKANINIZDIR." -Ayet-i kerime meali-
"ASRA YEMİN OLSUN Kİ, İNSAN HÜSRANDADIR! ANCAK İMAN EDİP, SALİH/HAYIRLI AMELLER İŞLEYENLER, BİR DE HAKKI VE SABRI BİRBİRLERİNE TAVSİYE EDENLER BUNDAN MÜSTESNADIR." -Asr Suresi-
"NE ARAB'IN ARAB OMAYANA, NE DE ARAB OLMAYANIN ARAB OLANA BİR ÜSTÜNLÜĞÜ YOKTUR. ÜSTÜNLÜK ANCAK TAKVADA (ALLAH'TAN KORKMAKTA)DIR." -Hadis-i Şerif meali-
Hayırlı imtihanlar olsun inşaallah Faruk bey kardeşim.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta