Sarıldım senin varlığına
Yokluğunda yirmiüç kez sürgün yedim
Gökyüzü konuştu benimle
Kaderin olan kadın seninle!
Gök konuşmaktan vaz geçti
Yıldırımlarla beni hesaba çekti
Bak rahmetin bulut oldu
Daha sonra adın yağmur oldu
Kıtlık adınla kayboldu
Bizim üç çocuğumuz oldu
Yağmur, Umay ve Bilge doğdu.
Ben barut olsaydım sen mermi
Bitirseydik dünyadaki tüm derdi
Herkes bilirdi aşkı
Mermi, silah kaç paraydı?
Önceden postaneler aşkı, sevdayı, kavuşmayı yazan mektuplar dağıtırdı,
Şimdi sayılarla dolu hayatı.
Ben senin sevdiğin sahil olmak istedim
Belki o zaman beni dinlersin
Ben hep sevgimi söyledim
Sen eyvallah dedin!
İki paralık hayatları
İcralık pis ruhları
Kilit vuralım seninle
Kaderimizle el ele
Eski günlere dönelim
Postaneden bir birimize mektup gönderelim.
İnsan doğarken anasından çiğ süt emmiş
Bazıları o kadınlardan nefret çekmiş
Gönüllerini Nemrut eylemiş.
En basit evlerde
Ateşle doğan gecelerde
Firavunlar doğdu binlerce
Alalım kırtasiyeden silgimizi
Silelim hayatımızdaki kirli kişileri
Nefsimize sultan olalım
Köleleri paralarıyla boğalım
Semâlarda olalım
Dünyayı bedenine sığdıranlardan kaçalım
Dünü bana kaça satarsın
Yarını kaç para sanırsın?
Ruhu kaç gram sandın?
Gramına kaç altın sayardın?
Bak! İçimde seksen bin yürek var
Hangisini seçsen içimde biz var.
Sen harflere kelimelere alışkanlık derdin
Ben buna taze mezar dedim.
Biraz biraz isyankar, birazda kıskancım bilirsin,
Senin cennetinden çıkacak her cümle için cehennemde bir asır gezerim.
Şairin dediği gibi;” zaten çirkin adamım ben, sinirliyim, kıskancım, fazla hisliyim.”
Sev benim yanmış bedenimi ben öylesine birisiyim.
Kayıt Tarihi : 29.6.2022 05:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!