Şehirler çaresizliğimdi.
Sanki bir sürgündüm.
Renkli ışıklarıyla, sahte tebessümlü,
Beton yığınlı bu şehirde
Oysa olmak vardı şimdi
Memleketimin dağlarında.
Renkli ışıklar yerine,
Yıldızlarla bütünleşmek vardı,
Tüm çıplaklığıyla, gecenin karanlığında
Ve yaşadığımı hissetmek,
Mezopotamyanın bağrına akan,
Fırat’ın öfkeli köpüğünde,
Nemrut’un suskun,
Güne bakan bedensiz yüzlerde ölümsüz olmak vardı.
Mor dövmeli dudaklardan çıkan bir ağıtla
Ana eteğinde bedeni parçalanmış,
Bir çocuğun gülücüklerinde Ceylan olmak vardı.
Ömrümün en tükenmez halayından çıkıp,
Berkin’in elinde bir somun ekmek olmak vardı.
Rojava’da doğan Güneşe yüzünü dönmüş
O yiğit Kadının gözlerinde
Umut olmak vardı, isyanla gelen
Dört ayaklı Minare dibinde,
Tahir olup Elçi olmak vardı barışa, sevgiye ve de kardeşliğe.
Ve gün olup doğmak vardı,
O eşsiz yiğit dağlarda.
Yağmur olup, Memleketimin topraklarına yağıp,
Bir tohumda can bulmak vardı.
Ve ana rahmine,
Bir Newroz akşamında düşüp,
Ateş olmak vardı sonra.
Tanrıların isyankâr kulu olup,
Tanrıların, tanrılıklarıyla,
Bir çocuk edasıyla Dalga geçmek vardı.
Ve en güzeli
Ak kanatlı güvercin olup,
Adaya uçmak vardı adaya...
Oysa ben sürgündüm. Tutsaktı yüreğim,
Sahte tebessümlü bu şehirde
Didim-2015
Kayıt Tarihi : 3.9.2007 13:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ateş olmak vardı sonra.
Tanrıların isyankâr kulu olup,
Tanrıların, tanrılıklarıyla,
Bir çocuk edasıyla
Dalga geçmek vardı.
Ve en güzeli
Ak kanatlı güvercin olup,
Adaya uçmak vardı adaya...
Oysa ben sürgündüm.
Tutsaktı yüreğim,
Sahte tebessümlü bu şehirde..
hüzün dolu satırlar şiir gibi şiirdi ama saygılar
müzeyyen başkır
TÜM YORUMLAR (1)