Çok büyük dert var, başımda dostlar
Mekândan mekâna sürdüler beni
Herhalde bu işte, ciddi bir kast var
Gitmedim cebr ile kovdular beni
Bir yerde bir zaman, ancak dururum
Orada birazcık sükûn bulurum
Sanma ki ebedi orda, kalırım
Tutup kulaktan sürdüler beni
Bu menfa kaçıncı, çıktı aklımdan
Kimisi bir hücre kimisi bir han
Ne tenim dayanır ne katlanır can
Çıkmadım kanunla, kovdular beni
Eskiden kalmıştım sakin bir yerde
Hiç maruz kalmadım orada derde
Bir hikmet gereği yırtıldı perde
Karanlık bir evde buldum bedeni
Bağlandım göbekten son yine hüsran
Kestiler bağımı, aktı birçok kan
Ağlamam nafile, beyhude figan
Bucaktan kucağa koydular beni
Kucak hoş idi, sevmiştim onu
Bir müddet geçince değişti konu
Beş kuruş etmedi dayağın tonu
Anladım hep bunlar gitme nedeni
Bir müddet koşturdum yorulup durdum
Yattım uyudum, gezdim oturdum
Dünyevi manada hayaller kurdum
Dediler ısrarla; “düşün dedeni”
Her şeyi bırakıp yollara düştüm
Bedeni koydum da, dedeme koştum
Beyaz kefenle öteye göçtüm
Görmek nasip mi bilmem dedemi
Sürgünler bittimi ne gezer dostlar?
Benimle beraber çok giden dost var
Büyük yerdenmiş, meğerse kastlar
“Mecbursun” diyerek sürerler beni
Bu sevkler durmadan, sürüp gidiyor
Asırlar bitiyor, sürgün bitmiyor
Her günde yüz binler, veda ediyor
Yüz binler misali, sürerler seni
Yolculuk çok uzun, henüz yarısı
Buradaki amele, bağlı gerisi
Gelecek her başa, bunun darısı
Bu bir imtihan, odur nedeni
Kayıt Tarihi : 11.3.2007 18:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)