Sensiz bu şehirde gözlerime yağmurlar yağıyor...
Ayrılığın hemen ardından...
Kaybettim diyebilmeyi ne çok isterdim,
Bunca yaşanan şeyden sonra kaybetmek bile
varlığımı gösterirdi,
varlığımızı...
Hiç olmamışlığımızı kabullenmek çok zordu,
işime de gelmezdi zaten.
hala daha düşünüp duruyorum bunları,
doldurup boşaltıyorum içimdekileri,
tekrar edip duruyorum konuşulanları,
hatırlayıp duruyorum yaşananları...
boşa koyuyorum taşıyor,
doluya koyuyorum almıyor...
Seni şizofrenik duygularla sevdim ben,
belki de bu yüzden kaybeden taraf olamadım,
belki de bu yüzden bakışlarından,
sözlerinden hep bir anlam çıkarmaya çalıştım.
Çünkü aslında hiç olmayan bir şeye inandım ben.
Hep beni sevdin zannettim,
bir gün olsun aksini düşünmedim
kaçtım bu soğuk gerçekten,
seviyor olmalı yokluğumda özlüyor olmalı
diye sayıklayıp durdum kendimce,
şizofrenik duygularla sevdim seni ben
işte bu yüzden herşeyi bırakıp bir solukta
kapına gelsem düşünmeden beni içeri alır sararsın diye sandım.
Gözlerinde ki soğukluğa karşı hep bir zırh vardı üzerimde,
anlamlar çıkarıp durdum bakışlarından.
İşte bu yüzden senin ağzından onlarca mektup yazdım kendime,
ve kimseye görünmeden koydum posta kutuma,
heyecanla açtım zarflarını
tebessüm ederek okudum hepsini,
öpüp kokladım binlerce kez.
senin yazdığına şiddetle inandırdım kendimi,
Beni çok sevdiğin yazıyordu içinde,
inanmamak olmazdı...
Gerçekle hayali bir an olsun ayırt edebilseydim birbirinden,
sonunda kaybeden bile olabilirdim...
Kanıtlardım bu ilişkideki varlığımı,
hiç yaşanmamış gibi değilde
yaşanıp bitmiş gibi olabilirdi herşey,
şimdikinden daha iyi olabilirdim,
bir hiç değilde en azından kaybeden ben olabilirdim...
Kazandım ki kaybettim deyip gülebilirdim
aynada ki halime...
Sahi ne garip öyle değil mi?
Şimdilerde aynalar bomboşken,
Aynada önce ki halimi düşünüyorum.
Ben nasıl biriydim acaba?
aynada ki halim nasıldı?
anneme mi benziyordum yoksa babama mı benzetiyorlardı,
aynaya bakıp nanik yapmazmıydım hiç,
gülmez miydim halime,
camlara buharlar yapıp yazılar yazmaz mıydım.?
güzel giyinip,saçlarımı tarayıp aynada bakmazmıydım kendime,
herkes aynanın karşısına geçince ne yaparsa
bende onlardan yapmaz mıydım acaba?
Ne tuhaf...
Asır geçmiş sanki üzerinden,Hatırlayamıyorum bile...
Ayrılıktan epey sonra...
Ve ben tüm bu oyunları oynarken kendimle
sen arkamı döndüğüm ilk anda
neler yaşayabileceğimi hiç düşünmeden
vurdun beni...
Gittiğin yollardı sırtımda ki bıçaklar...
O bıçaklar sayesinde,
duygularım normale döndü,
hayalle gerçekler bir daha hiç yan yana gelmeyecek şekilde
koptu birbirinden,
artık gerçek duygularla seviyorum seni.
Hayale yer kalmadı.
Gittiğini,beni hiç sevmediğini,
ve yaşadıklarımızı hiç özlemediğini biliyorum.
Hatıra olarak bile kalamayacak kadar değersizmiş
yaşananlar,
Söylenen hiç bir sözün söz hakkı olamamış,
Herşey bir bir geçerliliğini yitirip,
silinmiş...
Çoğu şeyi arkamda bırakıp soluğu kapında alsam bile
o kapıyı suratıma ilk kapayanın sen olacağını biliyorum artık.
Üşümüş gözlerinde ki bakışların soğukluğunu
iliklerimde hissedebiliyorum,çıkardım zırhlarımı,
bütün mektupları yırtıp attım çöpe,
beni sevmediğini tekrar edip duruyorum kendime.
Bembeyaz sayfalarını siyah kalemle yazdığım bu defteri kapattım artık,
ama yine de içindekileri silecek gücü bulamadım kendimde...
Şu sıralar...
Bilmelisin ki korkmana gerek yok,
bu hastalıklı sevgimden,
duygularım iyileşti yokluğunda,
gerçekleri ezberlettim yüreğime,
ve geleceğin güne hazırladım kendimi.
Merak etme iyi çalıştım dersimi...
sırtımdaki bütün bıçakları çıkardım ve
yollarına serdim hepsini,
bir gün kendime direnemez de yanına gelmek istersem eğer
ayaklarımı senden önce kessinler diye,
Senden önce onlar bana engel olsun...
Korkma ikimizide garantiye aldım.
Hiç bir laf gelmeyecek sana.
Beni görsende sızlamayacak için,
belkide dönüp bakmayacaksın bile yüzüme,
işte o zaman bile ben üzülmeyeceğim,
rahat ol acımayacak canım...
Sana söylemek istediklerim olursa
duvarlara fısıldayacağım,akan suya soracağım,
uçan kuşa haykıracağım,
emin ol duymayacaksın sesimi.
Olurda üşürsen,ne diyeyim ki iyi sarıl battaniyene,
sıkı giyin üzerini,
çünkü ben asla sızmayacağım yatağına.
Ölüm kadar zor olsa da,
bütün yeşilleri söküp atacağım renk dağarcığımdan.
Merak etme bildiklerimi de inkar edebilirim artık...
Üstelik biliyorum sanıpta bilmediğim onca şeyin içinde
bunu yapmak çocuk oyuncağı gibi kalır...
Tarihler tutmayacağım,
filanca zaman ilk göz göze gelmemiz,
zamanın şu saati ilk dokunuş,
takvimin bu tarihi ilk mesajı,
yılın şu ayı son kez birbirimize sarılıp uyumamız,
merak etme bu tür şeyler bulunmayacak ajandam da...
Aynaya baktığımda daha iyi görebileceğim beni ne hale getirdiğini,
Boşluğu sargı bezleriyle saracağım.
Ve iyi kötü belireceğim aynanın karşısında.
Nolur vicdan yapma,eskisinden iyi olacağım...
25 mart 2011 saat 04.00 ü yeni geçti...
Ve ben tüm bunları yaparken,
yine de içten içten seni seviyor olacağım,
Herşeyi bile bile,
gerçek duygularla seni seviyor,
ve unutmuş gibi görünsemde
aslında hiç unutamamış olacağım.
Zor olsada sana belli etmemek için elimden geleni yapacağım
ve tüm bunları yaparken yine de seni seviyor olacağım...
Herşeyi bile bile,
ne olduğunun farkında ola ola...
birazdan…
şehre sensizlik,
gözlerime yağmur yağacak…
Kayıt Tarihi : 16.4.2011 01:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sen gittin, şehre sensizlik, gözlerime ise yağmur yağıyor... Gözlerim sensizlik ağlıyor...
yaşanıp bitmiş gibi olabilirdi herşey,
şimdikinden daha iyi olabilirdim,
ah ah, ama işte öyle olmuyor di mi kuzucuk?
hayat işte...
öpüyorum güzel gözlerinden...
şehre sensizlik,
gözlerime yağmur yağacak…
Nazlı Muhip
FİNAL HERŞEYİ ÖZETLİYOR TEBRİKLER
kutlarım
namık cem
TÜM YORUMLAR (4)