Sürahinin eteğinde sıçradı pire:
Su tutan kulbuna kabın erişince
başladı daha gayretli tırmanmaya,
gökyüzündeki bir ışık yolunda
yürümeye… ve sonra ardında,
bir cürüf-korusu, toz ve toprak
kalmış olduğunu gördü zevzek-
küçük, -tanımaz zaman
- uzun, sıradağların ötesinde:
“hadi! ” dedi, ‘bu yol veremesin
aman’ ve eklesin ki: “heman! ”;
kulbun içindeydi yol vardıran.
Birine rastladı kulbun içinde,
Oltu Taşı’ndan tesbihler yontan.
Sordu ona: “Nasılsın? ”; dedi:
“Evet…” “Yaşım yirmi. ”
:Nasıl iş bu, sorduk bir sorgu,
pire yine doğrulttu sorusunu..
şekil vererek yeniden:
“Yaşım kaç? ” ve ses veren cevap:
“Merhaba! ”, “serap yok …
dercesine “.. burada.”
“Allah, allah! ” pire düşündü -
küçük baloncuklar oluştu
kafasının hemen üzerinde.
-Devam etti usta işlemeci:
“Benim adım terelelli”;
yaşım da elli, bizatihi;
değil yirmi, kandırdım seni …”
“ Sensin bile, senden verili …”
Kulbun içinde yontmaya
devam etti taşları, parlattı
Ve sonracıma; “Al! ” dedi:
“Bunlar sana zaten hediyemdi.”
“Pire sıçrarken, kulbun içinde
değildi çünkü, oltu taşı yoğuran;
Kulbun, yüzeyinde de değildi
çemberin: sırtındaydı pirenelerin.
-
açıklama:
pirene=pire
sonracıma: cümlenin gerisini getirmek için zaman kazanma sözcüğü
'i$te efendim ondan sonra' gibi bir anlama gelir..
cümlenin kendi içinde yutkunarak nefes almasını sağlayan kelime...
eksisozluk.com
bu anlamıyla baktığımızda, “kubla” ve “kuple” ya da “kuble” yakıştırmalarının
birbirine geçişli olabilesi icraatına pek de benzemiyor
Kayıt Tarihi : 8.12.2004 06:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

çok naziksin guneyden sağol
şiirlerin de öyle...
kutluyorum akın...
ümran demircan.
TÜM YORUMLAR (4)