Zaman silince insan ağarırmış, oysa
Alınlarda uzun soluklu siyahlar görürüm
Karaya müptela aklar, çocuğu kırık oyuncaklar
Sımsıkı tutulmuş dilekler kaçkın bulutlar arasında
İçlenmem bir yağmur bekleyişi sayılabilseydi
Ah onlar gibi düşseydim şevkle, onlar gibi gökyüzünden
Unutsaydım bülbülü olduğumu billur kafeslerin
Doymuş toprağı sırf mutluluk sayıp
Pazarda tüm malını satmış kederleri yadsıyarak
Gece yağmış bir yağmura sabah sevineydim
Dilim dönmeyeydi kırk küpün kırkının da kulpunun kırık olduğu
Bir kulp bırakaydım tutabilen yedi uzvuma
Ve kısacık şarkıma en ötede sabırlı bir kulak bulaydım
Yani çoğ kalplere mühür vurulmamış olsa
Tılsımları bütün gönlümle üçer defa daha denerdim
Ki ben iki yönlü bir ayna değil miyim
Durduğum yüz ışıyınca seçen, sonra içleyen
Kurumuş balçık tek bir yönüm değil mi
Şurada bir karşılığı olsun yağmurun
Şurada bir karşılığı olsun yağmurun
Şurada bir karşılığı olsun yağmurun
Şurada bir karşılığı olsun ey
Kuytulardan çağrılan umuda, kırılmaz bir zamana
Fellah atalarımın tesellisi olmasın dudaklarda
En kaba yerlerimize incecik dokunsun da rahmet
Trajediler kırpılsın kısacık akışımızdan
Aşktan sonra kınına girsin insanoğlu
Döneyim yeşil seccadeler üstünde balkıyarak
Varayım yanık türküler içinden akşamın huzuruna
Şükranlarımı uzun soluklu şarkılarla bildireyim
Susmasam karışılmasın
Ki neyim devinir zamandan başka
Ve zamanın asıl nesi devinir benden başka
Kayıt Tarihi : 29.9.2016 23:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!